Çalışma hayatında çeşitlilik ve katılımcılık alanında yapılan çalışmalara rağmen kadının işgücüne ve çalışma hayatına katılımı, cinsiyetler arasındaki ücret ve fırsat eşitsizliği gibi konular geçmişten günümüze gündemde olmaya devam ediyor. Elde edilen kazanımlara rağmen COVID-19 salgınının olumsuz etkileri, kadınların işgücü piyasasındaki konumlarını daha da dezavantajlı hale getirerek cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesine sebep oluyor.
Çeşitliliği ve katılımcılığı stratejilerinin ve kültürlerinin bir parçası haline getirmek, organizasyonlara doğru yetenekleri bünyelerine katmak, daha yenilikçi iş sonuçları elde etmek ve finansal performanslarını arttırmak gibi kazanımlar sağlıyor.
Çalışma Hayatında Kadınlar Endeksi 2021
Eşit İşe Eşit Ücret; erkek ve kadın çalışanların eşit iş veya eşit değerde çalışma karşılığında aynı ücret alması anlamına gelir.
Birçok kurumun varsayımına göre, ücret dengeleri iş büyüklüklerine ve unvanlara göre değişiyor. Ancak veriler incelendiğinde işe alım sürecinde kadınların beklentileri ve terfi öncelikleri gibi konuların da etkisi ile bu farkın oldukça önemli bir seviyeye ulaştığı raporlanıyor.
ILO tarafından yapılan araştırmalara göre, dünya genelinde kadınlar erkeklerden %20 daha az kazanıyor. Türkiye’de ise bu oran %15,6.
Ücret eşitsizliğinin temel nedenleri:
Eşit ücret sadece bir insan hakkı değil, aynı zamanda iş hayatının da olmazsa olmaz ilkelerindendir. İsviçre’de faaliyet gösteren ve bilimsel bir yaklaşımla kurumlardaki ücret eşitsizliğini bağımsız bir şekilde değerlendiren Equal Salary Foundation’ın (Eşit Ücret Derneği) verdiği Eşit Ücret Sertifikası, bir organizasyonda kadın ve erkek çalışanlara eşit iş karşılığında eşit ücret ödendiğini gösterir. Eşit Ücret Sertifikası, kurumların çeşitlilik ve eşitlik ilkeleri kapsamında adil ücretlendirme yaklaşımı ile en iyi işverenler arasında yer almanızı sağlarken, işveren markanıza da katkı sağlar.