Cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda OECD genelinde kaydedilen ilerleme halen oldukça yavaş seyrediyor. Üstelik pandeminin kadınlara daha fazla yansıyan olumsuz etkilerinin bir sonucu olarak, son on yılda elde edilen önemli kazanımlar da COVID-19 nedeniyle tersine dönme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Pandeminin kadınlar üzerindeki negatif etkisini ortadan kaldırmak veya süregelen cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek için adımlar atılmazsa, daha çok kadın işgücünden kalıcı olarak ayrılmak zorunda kalacak. Bu zararı telafi etmek ise yıllar alabilir. Araştırmamıza göre cinsiyet eşitliği çalışmalarının kronik ilerleme hızı ikiye katlansa bile, OECD’nin pandemi öncesinde yakaladığı eşitliği sağlama çalışmalarına 2030’dan önce yetişmesi mümkün görünmüyor.
Çalışma Hayatında Kadınlar Endeksi çalışmamıza göre OECD ülkelerinde kadın istihdam oranın artması OECD’nin GSYİH'sini 6 milyon ABD doları, cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği farkının kapanması ise OECD’nin GSYİH'sini 2 trilyon ABD doları artırabilir.
Toplumdaki mevcut cinsiyet eşitsizliklerine ek olarak, kadın istihdamının yüksek olduğu hizmet sektörünü derinden etkileyen COVID-19 ile birlikte çalışma hayatındaki kadınlar, erkeklere göre pandemi döneminden çok daha fazla etkilendi. Kadınların işlerini erkeklere kıyasla daha yüksek oranda kaybetmesiyle 2020 yılında OECD ülkelerindeki işsizlik oranı arttı.
Ücretsiz bakım ve ev işlerinin eşit olmayan yükünün COVID-19 ile artması, erkeklere nazaran daha fazla kadının iş hayatından ayrılmasına neden oldu. Bu artan bakım yükü kadınlarda olduğu sürece, kadınların iş hayatından kalıcı olarak ayrılma olasılığı daha yüksek olacak. Bu durum cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik ilerlemeyi tersine çevirdiği gibi ekonomik büyümeyi de baltalıyor.