Çimento, betonun temel bağlayıcısı olarak, dünyada suyun hemen ardından en çok tüketilen yapı malzemesidir. Küresel nüfus artışı ve ekonomik büyüme ile doğrudan ilişkili olan çimento ve beton endüstrisi, inşaat sektörüne hizmet veren önemli bir sanayi dalıdır. Son on yılda, dünya çimento üretimi yıllık ortalama 4,1 milyar ton seviyesinde gerçekleşmiştir. 21. yüzyılın başından itibaren, gelişmiş ülkelerde nüfus artış oranı ve GSYİH büyüme hızında azalma gözlemlenmiştir. Bu düşüş, çimento tüketiminde de bir azalmaya işaret etmektedir. Öte yandan, son 20 yılda altyapı yatırımlarının hızlandıran gelişmekte olan ülkelerde ise toplam çimento tüketimi artmıştır.
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan inşaat sektörünün ana girdisi olan çimento, sanayi ve altyapı gelişiminde kilit bir rol oynamaktadır. Türkiye, dünyada çimento üretiminde ve tüketiminde önemli bir konumdadır ve küresel pazarın yaklaşık %2'sini oluşturmaktadır. Türkiye'nin coğrafi konumu ve ekonomik dinamikleri, çimento sektörünün büyümesini destekleyen önemli faktörler arasındadır. Türkiye'nin çimento tüketimi 2000'li yıllardan günümüze kadar önemli ölçüde artmış, 2017'de zirve yaparak 72 milyon tona ulaşmıştır.
Çimento üretimi, enerji yoğun bir sektör olup küresel CO2 salımının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, raporumuz çimento sektörünün net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için alınan önlemleri, ulusal ve küresel çabaları da detaylı bir şekilde ele almaktadır.
PwC Türkiye olarak, halka açık kaynaklardan bağımsız olarak gerçekleştirdiğimiz bu çalışma aracılığıyla çimento ve beton sektöründeki güncel durumu, geleceğe dair beklentileri ve pazar trendlerini inceleyerek sektörün farkındalığını artırmayı ve değerli bilgileri şeffaf bir şekilde sunmayı hedefliyoruz.
Kaynak: Halka Açık Kaynaklar
Türkiye’de çimento sektöründe faaliyet gösteren 25 şirketin toplamda 56 entegre tesisi bulunmaktadır. Medcem’in yapmış olduğu kapasite artış yatırımıyla, Türkiye’deki klinker kapasitesinin 96,6 milyon tondan 99,6 milyon tona çıktığı düşünülmektedir. Bu bölümde yer alan tüm veriler, en son açıklanan halka açıklanmış olan verileri ifade etmektedir. Şirketlerin sadece Türkiye sınırları içerisindeki yatırımları dikkate alınmıştır.
Kaynak: Halka Açık Kaynaklar
Enerji yoğun bir sektör olan çimento sektörü kaynaklı CO2 salımı, küresel CO2 salımının yaklaşık %7-8’ini oluşturmaktadır. Çimento üretiminde CO2 salımı; proses emisyonları ve termal emisyon kaynaklıdır.
Çimento endüstrisi; kullanılan ham maddeler ve üretim sürecinde yüksek ısıl enerji ihtiyacı sebebiyle yüksek CO2 salımına sebep olan sektörlerden biridir. Çimento endüstrisi CO2 salımları, küresel CO2 salımının yaklaşık %7- 8’ ini oluşturmaktadır.
Kullanım alanları göz önünde bulundurulduğunda, yüksek tüketime ve talebe sahip olan çimento endüstrisinde CO2 salımı azaltımı, iklim değişikliği ile mücadele ve Net Sıfır Hedefleri kapsamında yüksek önem taşımaktadır.
Bu bölümde, halka açık, çimento ve beton faaliyetiyle uğraşan ve 31.12.2023 itibarıyla piyasa ve şirket değeri en yüksek şirketler incelenmiştir.
Aralık 2023 itibarıyla, Borsa İstanbul'da halka açık 15 beton ve çimento şirketi bulunmaktadır. Aralık 2023 itibarıyla, çimento ve beton şirketlerinin toplam piyasa değeri 211 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Çimento üretim faaliyetlerini karbonsuzlaştırma hedefi kapsamında yeşil hidrojen kullanımını öne çıkaran yöntemler umut vaat etmektedir. Bu bağlamda Dünya’nın önemli çimento üreticileri hidrojenden üretim sürecinde nasıl faydalanılabileceğine dair çalışmalar sürdürmektedir.
Sıfır emisyon profili ile çimento endüstrisinin karbonsuzlaşması adına önem taşıyan hidrojen; doğal gaz, biyokütle ve su gibi çeşitli ham maddelerden üretilebilmektedir. Güneş veya rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak suyun elektroliz yöntemiyle ayrıştırılmasıyla üretilen yeşil hidrojen, çimento endüstrisinde karbonsuzlaşma adımları için en umut vadeden seçenektir.
Son yıllardaki durgun çimento talebi; özellikle Çin, Avrupa, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da kapasite fazlalığı yaratmıştır. Kapasite fazlalığı, tüketimin azalabildiği dönemlerde bu bölgelerde fiyat rekabetine sebep olabilmektedir. Ayrıca Avrupa’da uygulanmaya başlanan ve çimento sektörünü de öncelikli olarak hedef alan CO2 salımını sınırlayıcı politikalar, Avrupa çimento üreticilerinin kaynaklarını kapasite artırmaktan ziyade faaliyetlerini CO2 ‘den arındırmaya yöneltmektedir.
6 Aralık 2023 tarihinde Dubai’de COP28 kapsamında organize edilen “COP28 Multilevel Action, Urbanization, Built Environment and Transport Day” etkinliği kapsamında farklı konu başlıkları altında yapı endüstrisini ilgilendiren çalışma grupları kurulmuş ve ortak hedefler belirlenmiştir.