Gayrimenkulde Gelişen Trendler: Küresel Görünüm 2019

Ekonomik belirsizlikteki artışın yanında hızla değişen müşteri taleplerinin geleneksel iş yapış şekillerini ve değerleme modellerini gözden geçirmeye zorlamasıyla 2019 yılı gayrimenkul yatırımcıları için biraz zorlu geçeceğe benziyor.

Beklentileri yönetmek

Başlıca piyasalardaki siyasi ve ekonomik belirsizlikler 2019’da da sürecek gibi görünse de, gayrimenkul yatırım varlığı olarak cazibesini koruyor.

Gelir sağlayan ticari gayrimenkul satın alımları 2018 yılında yüzde 3 artarak 963.7 milyar dolara ulaşırken, 2007 ve 2015’den sonra 3. en yüksek yıllık toplam seviyeyi gördü.

2018’deki değişken jeopolitik ve ekonomik koşullara rağmen, toplam küresel işlem hacmindeki artış gayrimenkulün getirdiği gelire olan talebin güçlü olduğunu gösteriyor. Diğer yandan, 2019 yılı sektör açısından biraz daha zorlu geçebilir.

Küresel Gelişen Trendler araştırmasına katkı sunan sektör liderleri için sistemde kaldıraç oranının düşük olması ve tüm bölgelerde daha az gayrimenkul tedarikinin olması rahatlatıcı unsurlar. Ancak ekonominin kötüye gittiği bir ortamda, temel gayrimenkulün fiyatlaması konusunun hiç olmadığı kadar önemli olduğu görülüyor.

2019’da gayrimenkul yatırımı açısından öne çıkan şehirler

Kanada Avrupa
Asya Pasifik ABD
Toronto Lizbon Melburn Dallas/Fort Worth
Vancouver Berlin Singapur New York-Brooklyn
Montreal Dublin Sidney Raleigh/Durham
  Madrid Tokyo Orlando
  Frankfurt Osaka Nashville
  Amsterdam Şanhay Austin
  Hamburg Ho Chi Minh City Boston
  Helsinki Shenzhen Denver
  Viyana Seul Charlotte
  Munich Guanco Tampa/St Petersburg

Yeni dünyaya uyum sağlamak

2018’in sonuna doğru yayımlanan bölgesel Gayrimenkulde Gelişen Trendler raporlarının tamamında, teknoloji, demografi ve sosyal normlardaki hızlı değişim karşısında dünyanın her yerindeki varlık sahiplerinde varlıklarının değerini yitireceği endişesinin arttığı görülüyor.

Özellikle mobil teknolojiler tüm gayrimenkul sektörlerinde müşterileri daha güçlü kılıyor. Yeni jenerasyon çalışan ve tüketicilerin değişen sosyal değerleri ve tercihleri de, insanların nerede ve nasıl çalışacağı ve alışveriş yapacağı konusunda belirleyici olurken, paylaşım ekonomisini de destekliyor.

Varlıklar kullanıcılarının ihtiyaçlarını daha etkili bir şekilde karşılamak için ya da yeni kullanım amaçlarına göre dönüştürülmeli. Gayrimenkul sahipliği operasyonel bir işe dönüşürken, gayrimenkul sahipleri de 5 yıl önceye kıyasla bambaşka yetenekler edinmeliler. Tüm bu sürecin merkezinde ise bina kullanıcısının ne istediğini anlamak ve bu isteğe yanıt vermek geliyor.

Bugün değerli varlık nedir?

Bu soru tüm sektölerde artık daha zor.

Gayrimenkulde değer kaybını önlemek ve gayrimenkulün güncel kalmasını sağlamak için, ofis çalışanı, alışveriş yapan insanlar ya da konut sakinleri olan son kullanıcıların gereksinim duyduğu rahatlık ve deneyimin sunulması şart.

Teknoloji insanların değerlendirmelerini ölçmek ve yeni kullanımlar ve değer arasında daha net bir bağlantı kurabilmek için temel araç olacak.

Gayrimenkul sahiplerinin binaları kullanan insanlar için neyin önemli olduğunu anlayabilmeleri için kiracılarıyla daha yakın ilişkiler kurmaları gerekiyor. İnsanların ne istediğini değerlendirebilen ve taleplerini karşılayabilen gayrimenkul sahipleri varlıklarının değerini yitirmesini önleyebilir.

İletişim

Bizi takip edin