İş gücünü verimli ve etkili hale getirmek kuruluşların en önemli ilkelerinden biridir. Bu ilke her kuruluşta olmasına rağmen çoğu zaman planlanmaz ya da yanlış planlanır. Çalıştığı kişilerden doğal olarak yüksek verim bekleyen şirketler, doğru planlama yapamadıklarında ve gerekli unsurları sağlamadıklarında “verim artırma girişimlerini” bir işçi-işveren krizi olarak deneyimler. Verimliliği artırmak için, güvenilir bağımsız kuruluşlardan iş ve şirkete özel insan ve iş gücü optimizasyonu desteği alınması gerekir.
İş gücü planlanabilir, ölçülebilir ve optimize edilebilir bir kavramdır. Yapılan işin gereği ve şirket hedefleri doğrultusunda gerekli olan iş gücü planlaması yapılabilir ve planın etkililiği ölçülebilir. Verimliliği artırmak yalnızca işverenle ya da işçiyle alakalı değildir. İş edimlerini ve çalışanı etkileyen her unsur iş gücü verimliliği ile doğrudan alakalıdır ve verimlilik planlamasında bu unsurların da plan projeye dahil edilmesi gerekmektedir.
Kısacası iş gücü verimliliği planı:
Bir şirkette verimlilik oranı hem dış faktörlere hem iç faktörlere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bağlı bulunan ülkenin ekonomik kalkınma oranı, doğa olayları, piyasa koşulları, üretilen malın ve kullanılan hammaddenin koşulları gibi birçok faktöre verimliliği etkilemektedir. Ayrıca şirketin yönetimsel yapısı, ücret politikası, çalışma prensipleri de verimliliğin belirleyici unsurlarındandır. İş gücü verimliliği de hem iç hem dış faktörlere bağlıdır fakat şirketin doğru stratejiler uygulaması verimlilik artışını sağlayacaktır.
Stratejik iş gücü planlaması şirketin iç enstrümanlarından biri olan İnsan Kaynakları tarafından yapılabileceği gibi bağımsız uzman kuruluşlarca da yapılabilmektedir.
İş gücü verimliliği girdi ve çıktı unsurlarının birbirine oranı ile hesaplanmaktadır. Buradaki girdi kavramını işçi sayısı ve iş saati, çıktı kavramını ise üretim miktarı oluşturmaktadır. Bir şirket için esas olan, en az girdiyle en fazla çıktıyı sağlamaktır.
İş gücü verimliliğini artırmaya yönelik stratejik süreç şu şekilde yönetilebilir:
Biyolojik, sosyolojik ve psikolojik bir varlık olan insanın edimlerini ve ürettiği işi birçok faktör farklı oranda etkileyebilmektedir. İş gücünü etkileyen faktörleri tek tek sıralamak gerekirse bu sıralamaya insanı etkileyen her şeyi dahil etmek mümkündür. Fakat şirketler açısından tüm faktörler bağlayıcı değildir. İş gücü verimliliğini artırmak için bir şirketin yapabilecekleri yalnızca şirketle ilgili olan kısım kadardır.
Ekonomik Faktörler: İş gücünün verimliliğinde, çalışanın adil bir ücrete tabi olduğu düşüncesine sahip olması yani emeğinin karşılığını aldığı inancına sahip olması önemlidir.
Yönetim: Bir şirkette yönetimin, yönetim ve organizasyona ek sorumlulukları vardır. Bunlardan biri de verimliliği artırmaktır. Liderlik etmek, organizasyonu belirlemek, kurum kültürünü oluşturmak, gerekli yatırımları yapmak, gerekli teknolojiyi sağlamak yönetimin iş gücüne olumlu etkileridir.
Güvenlik: İş gücü güvenliği hem üretimin içinde bulunduğu riskleri azaltır hem de iş gücü verimini artırır. Gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması çalışanın işe daha çekimser yaklaşmasına, meydana gelen kazalar üretimin aksamasına sebep olacaktır.
Fiziksel Faktörler: İşletmenin yerleşim yeri ve şekli iş gücü verimliliğini etkileyen faktörlerden biridir. İşletme kuruluşlarında lojistiği, kuruluş yerinin nüfus istatistiklerini ve ulaşım imkanlarını kara geçmek için çalışan tüm şirketler gözden geçirmeli ve planlamalıdır. Fiziki faktörlerden bir diğeri ise işletmenin sahip olduğu teknolojidir. Üretime hız ve kolaylık kazandıran, üretim safhalarını komplike olmaktan çıkaran teknolojiye sahip olmak iş gücü verimliliğini artırmaktadır.
Psikolojik Faktörler: Şirket içi insan ilişkileri yani ast üst ilişkileri ve çalışanlar arasındaki iletişim, iş gücünü etkilemektedir. Gün içinde saatlerce iş yerinde bulunan çalışanlar diğer çalışanlardan ve üstlerinin yaklaşımlarından yoğun bir şekilde etkilenmekte, bu etkiyi işlerine yansıtmaktadırlar.
İnsan ve iş gücünü daha verimli hale getirmek için bağımsız kuruluşlarla işbirliği yapabilirsiniz. İç kontrol, iç denetim, danışmanlık hizmetleri veren bağımsız kuruluşlar şirketinizin iç işleyişini, kapasitesini ve finansal durumunu göz önünde bulundurarak hazırladıkları raporlarla hedeflerinize en uygun önerileri verebilmektedir.
Bunun yanı sıra insan ve iş gücü verimini artırmak için şirketlerin göz önüne alması gereken birkaç temel prensip bulunmaktadır.
İş bölümü ve organizasyon: Bir şirketin insan ve iş gücünü artırması için yapması gereken ilk şey iş bölümünü doğru organize etmektir. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişilerle çalışmak; çalışanlara yetenek ve ölçeklerine göre görev vermek ve koordine çalışmalarını sağlayabilmek verim artışında önemli bir kriterdir.
Olumlu Liderlik: Her şirket küçük ya da büyük, sıklıkla ya da seyrek halde krizler yaşar. Kimi zaman çalışanlar kimi zaman finansal durum kimi zaman fiziksel koşullar aksaklıklara ya da motivasyonun düşmesine sebep olabilir. Bu gibi durumlarda olumlu liderlik tutumu, çözüm odaklılık, suçlayıcı davranmamak önemlidir.
Adil Yönetim: İş gücü veriminin düşmesinde çoğu zaman sebep işçi-işveren ya da ast-üst ilişkileri olabilmektedir. Çalışanların adil olmayan ya da emeklerinin karşılığını bulamadığı bir alanda çalıştıklarını düşünmeleri üretim motivasyonlarını ve yaratıcılıklarını düşürmektedir. Bunun yanı sıra çalışanlar arasındaki adil ilişkiyi düzenlemek de yönetimin işlerinden biridir. Yönetimde daha adil ve sağduyulu tavır almak iş profesyonelliğini artıracağı gibi verimi de olumlu yönde etkileyecektir.
Ücret: Zamana göre olduğu gibi elde edilen verime göre de ücret politikaları belirlenmelidir. Ödüllendirici prim sistemleri, adil ücret politikası, ikramiye gibi teşvikler çalışan motivasyonunu artırmaktadır.
Planlama: Kuruluş aşamasından başlamak üzere şirket tüm iş ve üretim aşamalarını doğru planlamalıdır. Plansız, yanlış planlanmış bir üretim hedeflenen sonucu vermeyecek aksine düşük verimlilik gibi sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Ergonomi: İş sürecinin daha kolay ve hızlı ilerlemesi iş gücü verimliliğinin artmasını sağlar. İş sahasının pratik çalışmaya uygunluğu, çalışana teknolojik olanaklar sunmak ergonomik iş ve üretim sürecinin unsurlarındandır.
İş gücü verimliliğinin ölçümü girdinin çıktıya oranı ile hesaplanıyor olsa da birden çok teknikle ölçülebilmektedir. Buradaki değişkenliği girdinin ve çıktının ne olduğu belirlemektedir. Ekonomik fayda modeli ile, üretim bazlı modelle, sistem yaklaşımına dayalı modelle ya da verimlilik maliyet sistemi modeliyle iş gücü verimliliği saptanabilmektedir.
Ölçümde kullanılacak modelin seçimi, üretilen işin cinsine ve hedefe göre değişkenlik göstermektedir.
Örneğin, somut bir ürün üretmeyen şirketler için ürün miktarına dayalı ölçümler yapılması imkansızdır ya da somut cisim üreten şirketler için tek başına ürün bazlı modeli kullanmak yetersiz olabilmektedir.