PwC Türkiye Kamu Danışmanlığı ekibinin hazırlamış olduğu “Mekansal Bakış Açısıyla Türkiye'de Gayrimenkul Yatırımının Yükselen Alanları” raporu, küresel karşılaştırmalı analiz ve öne çıkan trendler ışığında Türk gayrimenkul sektörünün mevcut görünümünü ortaya koyarken alternatif alan ve temalarla sektörde potansiyel yatırımcı fırsatlarını öne çıkarmaktadır.
Bu kapsamda rapor, son dönemde ivmelenen sürdürülebilirlik ve ESG faktörleri, artış gösteren ihracat, e-ticaret ve turizmdeki yurtiçi potansiyeller ile bölgesel kalkınma projelerinin Türk gayrimenkul sektöründeki ihtiyaç ve fırsatları (yakın dönemde tamamlanan/devam eden projelerle) somut bir şekilde ele almaktadır.
Önümüzdeki 10 yılda yeşil bina yatırımlarının, gelişmekte olan pazarlar için düşük karbon regülasyonları çerçevesinde önemli bir fırsat alanı olması bekleniyor. Yeşil binalar; yüksek satış getirisi sağlaması ve daha yüksek talep görmesi ile sürdürülebilir bir gelir akışı yaratmasının yanı sıra, enerji tüketimini, dolayısıyla da işletme maliyetlerini azaltıyor. Bu nedenle yeşil binalar, standart binalara göre çok daha düşük riske ve yüksek değere sahip varlıklar olarak nitelendiriliyor.
E-ticaret talebindeki artış, değer zincirinde yer alan depolar, veri merkezleri, lojistik ve dağıtım merkezleri gibi özelleşmiş gayrimenkul alanlarının sayısının ve hacminin artmasını sağladı. E-ticaret tedarik zincirinin hemen her aşamasında yüksek potansiyele sahip bir endüstriyel gayrimenkul alanı yer alıyor.
Dünyanın en popüler tatil destinasyonlarından biri olan Türkiye, güçlü gayrimenkul ve inşaat sektörlerinin de yardımıyla turizm sektöründe öncü konumdadır. Bu güç, uluslararası lüks otel zincirleri için de büyük fırsatlar barındırıyor. Ülkenin sağlık altyapısı ve insan kaynağının derinliği de göz önüne alındığında, sunduğu gayrimenkul fırsatları açısından sağlık turizmi, yüksek potansiyelli bir yatırım alanı olarak öne çıkıyor.
Türk ekonomisi, imalatta V şeklinde bir toparlanma sergiledi. Artan ihracatla birlikte sanayi tesislerine duyulan ihtiyacın da yükselmesi, Türkiye’deki sanayi bölgelerinde yeni gayrimenkul yatırım fırsatları doğuruyor.
Bilgi ekonomisi ve sanayide artan rekabetle birlikte, özel sektördeki oyuncuların yanı sıra devlet destekli arayüz kurumları da bölgesel kalkınma alanında büyük yatırımlar yapıyor. Bu özellikli kurumlar, orta-uzun vadede değeri artacak yeni gayrimenkul fırsatlarına işaret ediyor.
Pandeminin getirdiği kısıtlarla birlikte, geleneksel ofislere olan talep azalırken, esnek ve uzaktan çalışma modellerinin benimsendiği yeni bir çalışma düzeni hayata geçti. Yöneticiler, önümüzdeki 5 yılda daha az ofis alanına ihtiyaç duyacaklarını düşünürken; 2022 yılında gayrimenkul stratejisinin hibrit çalışma stratejisi ile uyumlu hale getirilmesi hız kazanacak.
Türkiye, yabancı yatırımı ülkeye çekmek amacıyla çok kapsamlı sektörel yatırım teşvik programları sunmayı sürdürüyor.
Yakın dönemde tamamlanan veya yapımı devam eden Galataport İstanbul, İstanbul Finans Merkezi, Tersane İstanbul (Haliçport) ve Yarımada İzmir gibi mega projeler; ulusal ve bölgesel ekonomik aktiviteyi artırırken, yakındaki projelerin değerini de yükseltiyor.