Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler.
1. Kurumlar Vergisi Kanunu
Tünel geçiş ücreti perakende satış fişi veya ödeme kaydedici cihaz fişiyle gider kaydedilebilir mi?
(11.06.2020 tarih ve 47309 sayılı özelge)
Şehir içinde bulunan tünel geçiş ücretlerine ilişkin giderler ile ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık illiyet bağının bulunması ve Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince fatura ile tevsik edilmesi halinde, bu giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Tünel İşletmecisi tarafından tünel giriş ve çıkışlarında uygulanan ödeme sisteminin, otopark işletmelerinde uygulanan sistemler gibi ödeme kaydedici cihaz veya 385 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan özelliklere haiz elektronik cihazlar tarafından yerine getirilmesi ve bu cihazlar ile düzenlenen belgelerde söz konusu hizmetten faydalanan araçların plaka bilgilerinin yer alması durumunda, fatura yerine bu belgeler ile de söz konusu hizmet satışlarının tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Teknokentte geliştirilen projenin internet üzerinden satışından elde edilen kazanç kurumlar vergisinden istisna mıdır?
(04.05.2020 tarih ve 131737 sayılı özelge)
Gümrük tarife tespiti işlemlerinde karşılaşılan sorunları gidermek amacıyla geliştirilen, TÜBİTAK tarafından uygun görülerek TEYDEB kapsamında desteklenen ve ODTÜ Teknokent Ostim Kuluçka Merkezinde yürütülen gümrük tarife numarası tespiti için “Yapay Zeka ve Anlamsal Ağ Uygulamasının Geliştirilmesi” (Tarife Anlama Sistemi) isimli projenin, “………..” adlı internet adresinde tüm dünya kullanıcılarının hizmetine İngilizce olarak sunularak ürünün satışından elde edilen kazancının transfer fiyatlandırması esaslarına göre gerekli ayrıştırma yapılmak suretiyle lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı için, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun geçici 2. maddesi kapsamında istisna hükümlerinden yararlanılması mümkündür.
Öte yandan, belirtilen internet adresinde kullanıcıların hizmetine sunulan ürün için siteye alınacak reklam gelirlerine ilişkin tutarların ise kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir tabiidir.
Menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen kazanç üzerinden GVK geçici 67. maddesi kapsamında tevkifat yapılır mı?
(14.08.2020 tarih ve 598169 sayılı özelge)
Yatırım fonu katılma belgelerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tevkifat kapsamı dışında tutulabilmesi için satışı yapılan fon katılma belgelerinin satış tarihi ile alım tarihi arasında geçen 1 yıllık sürede, söz konusu katılma belgesinin ait olduğu fonun, iç tüzüğe (izahname) göre sürekli olarak portföyünün en az % 51’inin Borsa İstanbul A.Ş.’de işlem gören hisse senetlerinden oluşan bir fon olması gerekmektedir.
Dolayısıyla, fon katılma belgelerinin satış tarihi ile alım tarihi arasında geçen 1 yıllık süre boyunca, fon iç tüzüğünde (izahname), sürekli olarak portföyünün en az % 51’inin Borsa İstanbul A.Ş.’de işlem gören hisse senetlerinden oluşması şartının bulunmaması halinde, elde edilecek kazancın tevkifat kapsamı dışında tutulması söz konusu olmayıp, gelir vergisi istisnasının elde tutma süresine ilişkin şartının fiilen sağlanıyor olmasının yahut satış tarihi ile alım tarihi arasında geçen 1 yıllık süre içerisinde izahnamede gerekli değişikliğin yapılmış olmasının söz konusu tevkifat uygulamasına etkisi bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, fona ait katılma belgelerinin, gerek izahnamede fon portföyünün sürekli olarak en az %51’nin Borsa İstanbul A.Ş.’de işlem gören hisse senetlerinden oluşacağına ilişkin yapılan değişiklik sonrasında alınarak 1 yıldan fazla süreyle elde tutulmasından, gerekse izahname değişikliği öncesi alınarak değişiklikten itibaren 1 yıldan fazla süreyle elde tutulmasından doğacak kazançlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında tevkifat yapılmayacaktır.
Özel hesap dönemine sahip şirkette çalışanların ücretlerinin vergilemesi nasıl yapılır?
(11.08.2020 tarih ve 64723 sayılı özelge)
Ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde vergilendirme dönemi olarak takvim yılı esas alınmaktadır. Tevkif suretiyle vergilendirmede, takvim yılının Ocak ayından başlanılarak yıl sonuna kadar yapılan ücret ödemeleri kümülatif matrah üzerinden vergi tarifesi uygulanmak suretiyle vergilendirilmektedir.
Buna göre, şirketin özel hesap dönemine geçilmiş olması çalışanlara ödenen ücretlerde yapılacak kesintilerin yıllık olma ilkesini değiştirmeyecektir. Dolayısıyla, çalışan personele yapılan ücret ödemelerinin vergilendirilmesinde takvim yılının esas alınması ve söz konusu aylık ücret ödemelerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94 ve 103. maddeleri uyarınca vergilendirilmesi gerekmektedir.
Arsa payı veya kat irtifakı üzerinden yapılan satışlarda kazanç ne zaman oluşur?
(05.05.2020 tarih ve 11377 sayılı özelge)
İnşa edilen dairelere ilişkin olarak inşaatın devamı sırasında müşterilerden tahsil edilen tutarların avans olarak dikkate alınması ve inşaatın tamamlanıp dairelerin müşterilere teslim edildiği dönem kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
Google’dan alınan reklam hizmet bedelinden stopaj yapılması gerekir mi?
(18.06.2020 tarih ve 159446 sayılı özelge)
Google firmasından alınan internet ortamında reklam hizmetinden dolayı anılan firmaya yapılacak ödemeler üzerinden 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına istinaden %15 oranında tevkifat yaparak, muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
2. Gelir Vergisi Kanunu
Çalışanlar adına ödenen sağlık sigortası primi gelir vergisine tabi midir?
(10.04.2020 tarih ve 330067 sayılı özelge)
Çalışanlar adına ödenen sağlık poliçe tutarlarının, personele yapılan ücret ödemesi olarak kabul edilmesi ve ücret bordrosuna dahil edilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 94, 103 ve 104. maddelerine göre vergi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.
Sahip olunan arsaya yapılan işyerinin satışından doğan kazanç ticari kazanç olarak vergilenir mi?
(15.06.2020 tarih ve 6295 sayılı özelge)
Özel inşaat olarak adlandırılan organizasyonda, bu organizasyonu üstlenen kişinin organizasyon kapsamındaki faaliyetleri, inşaatın yapımına ve organizasyona ilişkin her türlü işlerden (işçi ve usta temini, malzeme alımı, her türlü ödeme ve tahsilat vb.) meydana gelmektedir.
Buna göre, ticari faaliyet olarak değerlendirilmeyen özel ihtiyaca ilişkin inşaat işleri, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşmayan mesken inşaatı yapımına yöneliktir.
Dolayısıyla, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarının aşılması, işyeri ya da mesken ünitelerinden oluşan inşaatın yapılması durumunda ticari bir organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça ortaya çıkması, bu faaliyetin ticari faaliyet sayılması için yeterli olmaktadır. Bu uygulamada inşa edilen işyerinin satılmak amacıyla yapılıp yapılmamasının veya satılıp satılmamasının hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, sahip olunan arsa üzerinde gerçekleştirilen işyeri inşaatı faaliyetinin, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşmış olması nedeniyle, ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve inşa edilen gayrimenkullerin satışından doğacak kazancın ticari kazanca dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Mükellefiyetini terk eden mükellefin indirim konusu yapamadığı KDV gider yazılabilir mi?
(13.08.2020 tarih ve 594757 sayılı özelge)
Ticari kazancın tespitinde işletme tarafından yapılan harcamaların gider yazılabilmesi için; harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.
Faaliyetin sona ermesiyle birlikte indirim yoluyla giderilemeyip sonraki döneme devreden KDV tutarının gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, devreden KDV’nin gider veya maliyet yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için geçerli olup, faaliyetin devamı süresince devreden KDV’nin gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Yurt dışında eğitim için yapılan harcamalar serbest meslek kazancının tespitinde dikkate alınabilir mi?
(13.08.2020 tarih ve 33340 sayılı özelge)
Gelir Vergisi Kanunu’nun 68. maddesinin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde yer alan genel giderlerin, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması, (3) numaralı bendinde belirtilen seyahat ve ikamet giderlerinin de doğrudan mesleki faaliyetle ilgili olması gerekmektedir.
Buna göre, mesleki eğitim için belli aralıklarla yurt dışına (Avusturya/Viyana) gidiş-gelişlerde yapılan harcamaların (yeme, içme, konaklama, seyahat vb.), mesleki faaliyetle doğrudan ilgisi olmayan, meslek erbabının mesleki bilgi ve becerisinin geliştirilmesine yönelik harcamalar olması nedeniyle, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Ödenen şahıs ve hayat sigortası primlerinin ücret matrahının tespitinde indirimi mümkün müdür?
(11.08.2020 tarih ve 6944 sayılı özelge)
Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler, ücretin gerçek ve safi tutarının tespitinde dikkate alınabilmektedir. Ancak indirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
İndirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret, işveren tarafından çalışana hizmet karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi vergiye tabi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarının toplamıdır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmaz.
Buna göre, Üniversite personeline hizmet karşılığı ödenen aylık (maaş), taban aylık, ek gösterge, yan ödeme, kıdem aylığı, tazminat, ikramiye, idari görev ödeneği, sosyal yardımlar ve zamlar gibi sürekli nitelikte olan ve üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılan ödemelerin, indirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücretin hesabında dikkate alınması gerekmekte olup, gelir vergisinden istisna edilmiş olan ödemelerin ise bu hesaplamada dikkate alınmaması gerekmektedir.
İnternet üzerinden alınan reklam hizmeti bedeli gider olarak dikkate alınabilir mi? Ödeme stopaja tabi midir?
(12.08.2020 tarih ve 59424 sayılı özelge)
Yapılan bir ödemenin genel gider adı altında kabul edilebilmesi için, ödemeler ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, ödemelerin işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması ve ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması gerekmektedir.
Buna göre, Google Ireland Limited Şirketi ve KKTC’de faaliyette bulunan İHS TELEKOM Şirketinden alınan reklam hizmeti karşılığında yapılan ödemeler, reklam gideri olarak kabul edilecek ve söz konusu giderler ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olduğundan safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.
Öte yandan hem işletme hem de müşterilerinin işletmeleri adına alınan reklam hizmetleri dolayısıyla 01.01.2019 tarihinden önce yapılan ödemeler dolayısıyla vergi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak, bu tarihten itibaren 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında, alınan reklam hizmeti nedeniyle yapılacak ödemeler üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması çerçevesinde, İrlanda’da mukim şirketin Türkiye’de iş yerinin oluşmaması durumunda, söz konusu firmanın ticari faaliyetlerinden dolayı elde ettiği kazançlardan vergi alma hakkı yalnızca İrlanda’ya ait olup, Türkiye’nin bu kazançlardan vergi alma hakkı bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, faaliyetlerin Türkiye’de iş yeri oluşturacak nitelikte olması durumunda bu kazançlardan Türkiye’nin de vergi alma hakkı bulunmakta; ancak vergileme hakkı iş yerinden elde edilen kazançlarla sınırlı tutulmaktadır. Bu durumda vergileme iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacak olup Türkiye’de ödenen vergi, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23. maddesinin 1/a bendi uyarınca İrlanda’da mahsup edilebilecektir.
KKTC mukimi IHS Telekom firmasından alınan reklam hizmetine ilişkin kazançların Türkiye - KKTC Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’nın Ticari Kazançlara ilişkin 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, KKTC’de mukim şirketin Türkiye’de iş yerinin oluşmaması durumunda, söz konusu firmanın ticari faaliyetlerinden dolayı elde ettiği kazançlardan vergi alma hakkı yalnızca KKTC’ye ait olup, Türkiye’nin bu kazançlardan vergi alma hakkı bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, faaliyetlerin Türkiye’de iş yeri oluşturacak nitelikte olması durumunda bu kazançlardan Türkiye’nin de vergi alma hakkı bulunmakta; ancak vergileme hakkı iş yerinden elde edilen kazançlarla sınırlı tutulmaktadır. Bu durumda vergileme iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacak olup Türkiye’de ödenen vergi Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca KKTC’de mahsup edilebilecektir.
Yurtdışından döviz olarak elde edilen ücret nasıl vergilendirilir?
(04.08.2020 tarih ve 567747 sayılı özelge)
Türkiye Cumhuriyeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının 4. maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi (yerleşik) kabul edilen bir kişinin bağımlı faaliyetlerden elde ettiği gelirleri vergileme hakkı, hizmet İngiltere’de ifa edilmedikçe yalnızca Türkiye’ye ait bulunmakta olup vergileme, iç mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılacaktır.
Türkiye’den haber toplama hizmeti verilen dar mükellef kurumun, Türkiye’de hiçbir şekilde kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması ve diğer şartların da sağlanması halinde, döviz olarak ödenen ücretler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/14. maddesine göre gelir vergisinden müstesna olacaktır.
Türkiye’den haber toplama hizmeti verilen dar mükellef kurumun, Türkiye’de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunması halinde ise elde edilen ücret geliri için söz konusu istisnadan yararlanılması mümkün olmayacaktır.
İstisnadan yararlanmanın mümkün bulunmadığı durumlarda, dar mükellef kurum adına Türkiye’de ifa edilen hizmetler karşılığında yapılan ücret ödemelerinin doğrudan yurt dışından yapılması nedeniyle, söz konusu ücret gelirlerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 95. maddesinde göre yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
İnternet ortamında verilen reklam hizmetine aracılık hizmetlerinde vergi kesintisi uygulaması nasıl yapılır?
(15.06.2020 tarih ve 162946 sayılı özelge)
İnternet ortamında reklam hizmetine aracılık edilmesi nedeniyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişilerin 01.01.2019 tarihinden sonra nakden veya hesaben (avanslar da dahil) yaptıkları ödemeler üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.
Öte yandan, aracılık yapılan söz konusu hizmetin asıl sunucusu olan yurt dışı mükellefe 01.01.2019 tarihinden sonra nakden veya hesaben (avanslar da dahil) yapılan ödemeler üzerinden %15 oranında tevkifat yapılması, söz konusu kesintilerin muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
3. Katma Değer Vergisi Kanunu
Tünel geçiş ücreti perakende satış fişi veya ödeme kaydedici cihaz fişlerinde yer alan KDV indirim konusu yapılabilir mi?
(11.06.2020 tarih ve 47309 sayılı özelge)
Şehir içinde bulunan tünel giriş ve çıkışlarında, ödenen ücret bedellerine ilişkin KDV’nin ancak fatura veya Vergi Usul Kanunu uygulaması bakımından fatura yerine geçen/kabul edilen belgeler ile tevsik edilmesi kaydıyla indirime konu edilmesi mümkün olup, Tünel İşletmecisi tarafından düzenlenen belgelerde Şirkete ait otobüslerin plaka bilgilerine yer verilmediğinden söz konusu belgelerde yer alan KDV tutarlarının indirime konu edilmesi mümkün değildir.
İnternet üzerinden alınan reklam hizmeti KDV’ye tabi midir?
(12.08.2020 tarih ve 59424 sayılı özelge)
İnternet üzerinden alınan reklam hizmetinden Türkiye’de yararlanıldığından, bu hizmet bedeli üzerinden KDV Kanunu’nun 1/1. maddesine göre KDV hesaplanacaktır. Reklam hizmetinin alındığı firmanın KDV mükellefiyeti bulunması halinde bu hizmet nedeniyle hesaplanan KDV’nin hizmeti veren firma tarafından 1 no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Hizmet alınan firmanın Türkiye’de ikametgâhı, iş yeri, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması halinde ise hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin sorumlu sıfatıyla 2 no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Teknokentte geliştirilen proje sonucu üretilen ürünün internet üzerinden satışında KDV istisnası uygulanabilir mi?
(04.05.2020 tarih ve 131737 sayılı özelge)
ODTÜ Teknokent Ostim Kuluçka Merkezinde geliştirilen “Yapay Zeka ve Anlamsal Ağ Uygulamasının Geliştirilmesi (Tarife Anlama Sistemi)” isimli projeye ilişkin verilen hizmet ile reklam hizmetinin münhasıran yurt dışındaki müşteriler (kullanıcılar) için yapılması, bu hizmetten yalnızca yurt dışında faydalanılması halinde bu hizmet KDV Kanunu’nun 11/1-a maddesine göre hizmet ihracatı kapsamında değerlendirilebilecektir.
Öte yandan, ODTÜ Teknokent Ostim Kuluçka Merkezinde geliştirilen “Yapay Zeka ve Anlamsal Ağ Uygulamasının Geliştirilmesi (Tarife Anlama Sistemi)” isimli projenin, “…………” adlı internet adresinde İngilizce olarak Türkiye’deki kullanıcılar da dahil olmak üzere tüm dünya kullanıcılarının hizmetine sunumuna yönelik ürün satışından elde edilen kazancın lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı için KDV Kanunu’nun geçici 20/1. maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılması mümkündür. Belirtilen internet adresinde tüm dünya kullanıcılarının hizmetine sunulan ürün için siteye alınacak reklam gelirlerine ilişkin tutarların ise KDV istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
İnternet ortamında verilen hizmetler için yapılan ek ödemelere ilişkin 2 no.lu beyannamenin ne zaman verilmesi gerekir?
(06.05.2020 tarih ve 11394 sayılı özelge)
Şirkete 2019 yılında internet ortamında verilen reklam hizmetleri ile ilgili olarak yurt dışı mukimi firmalarla yapılan anlaşmalar sonucu 2020 yılında taksitler halinde yapılacak ek ödemeler Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesine göre KDV’ye tabi olup, ek ödemelerin Şirket tarafından kabul edilerek mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleştiği tarih itibarıyla, kurumlar vergisi tevkifatı dikkate alınarak brütleştirilen tutar üzerinden sorumlu sıfatıyla KDV’nin hesaplanması ve bu tarihi kapsayan döneme ilişkin 2 no.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilen KDV’nin aynı döneme ilişkin 1 no.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Avans ödemesi nedeniyle ortaya çıkan kur farkı KDV’ye tabi midir?
(12.06.2020 tarih ve 154268 sayılı özelge)
Avans mahiyetindeki ödemeler bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir. Avans karşılığının döviz cinsinden alınması veya ödenmesi ve bu avansların belli dönemlerde yeniden değerlemeye tabi tutulması bu durumu değiştirmemektedir.
Buna göre; avans ödemesinin yapıldığı tarihte fatura düzenlenmemiş olduğu, mal tesliminin gerçekleştiği tarihte faturanın düzenlendiği hususları birlikte dikkate alındığında vergiyi doğuran olayın bu tarihte gerçekleştiği değerlendirildiğinden, bedelin vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarihteki döviz kuru dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, özelge talep formuna konu olayda, avans niteliğinde yapılan 12.03.2012 tarihli ödemenin bir teslim ve hizmetin karşılığı olmadığı ve teslime konu makinenin 28.02.2018 tarihinde teslim edilip aynı tarihteki döviz kuru üzerinden fatura düzenlendiği göz önüne alındığında, kur farkına ilişkin KDV açısından yapılacak herhangi bir işlem bulunmamaktadır.
Yılı içinde mükellefiyetin terk edilip yeniden faaliyete başlanması halinde, önceki faaliyete ilişkin devreden KDV indirim konusu yapılabilir mi?
(13.08.2020 tarih ve 594757 sayılı özelge)
KDV mükellefiyetinin terkin edildiği döneme ilişkin KDV Beyannamesinde yer alan “Sonraki Dönemlere Devreden KDV”nin, iade hakkı doğuran bir işlem bulunmaması halinde iadesinin talep edilmesi mümkün değildir.
Ancak, mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin, ilgili dönem gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.
Diğer taraftan, KDV mükellefiyetinin terkin edildiği döneme ilişkin KDV Beyannamesinde yer alan “Sonraki Dönemlere Devreden KDV”nin, yeni faaliyete ilişkin verilecek KDV Beyannamesinde “Önceki Dönemden Devreden KDV” olarak kullanılması mümkün değildir.
Kıdem tazminatlarının yansıtılması KDV’ye tabi midir?
(12.06.2020 tarih ve 412547 sayılı özelge)
Özelge talep formunda yer alan bilgiden, Şirketin konut ve ofis yönetimlerine sözleşme karşılığı profesyonel yönetim hizmeti verdiği ve bu hizmete ilişkin yapılan sözleşme gereği personele ödenen kıdem tazminatlarının site yönetimine yansıtıldığı anlaşılmaktadır.
Çeşitli nedenlerle Şirket tarafından personele ödenen kıdem tazminatlarının site yönetimlerine yansıtılması işlemi KDV’ye tabi olup, düzenlenecek yansıtma faturalarında KDV hesaplanması gerekmektedir.
Arsa payı veya kat irtifakı üzerinden yapılan satışlarda KDV ne zaman doğar? İadeye ne zaman hak kazanılır?
(05.05.2020 tarih ve 11377 sayılı özelge)
İnşaat henüz tamamlanmadan arsa payı veya kat irtifakı üzerinden yapılan satışlar dolayısıyla konutun fiilen tesliminden önce fatura düzenlenmesi durumunda, faturanın düzenlendiği tarihte geçerli olan KDV oranı esas alınmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
KDV Kanunu’nun 29/2. maddesi uyarınca indirimli orana tabi konut teslimleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesi ise konutun fiilen teslim edildiği tarihte talep edilebileceğinden, kat irtifakı tesis edilse ve fatura düzenlense dahi, konutun fiili tesliminden önce katma değer vergisinin iade edilmesi mümkün değildir.
Yurt dışında yerleşik firmaya yurt içinde verilen avukatlık hizmeti KDV’ye tabi midir?
(11.06.2020 tarih ve 45152 sayılı özelge)
Yurt dışında mukim firmanın Türkiye’deki ticari faaliyetlerine yönelik hukuki sorunlarının çözümü kapsamında verilecek avukatlık ve danışmanlık hizmetleri, Türkiye’de verildiğinden ve söz konusu hizmetlerden Türkiye’de faydalanıldığından genel esaslar çerçevesinde KDV’ye tabi tutulacaktır.
4. Vergi Usul Kanunu
Arsa payı veya kat irtifakı üzerinden yapılan satışlarda fatura ne zaman düzenlenir?
(05.05.2020 tarih ve 11377 sayılı özelge)
Konut satışlarında, konutlar fiilen tamamlanmadan önce kat mülkiyetine geçilmesi halinde mülkiyetin devri tapuda tescil suretiyle gerçekleştiğinden satışa ilişkin faturanın tapuya tescil tarihinden; konutların fiilen kullanılmaya başlanması durumunda ise fiilen kullanıma başlandığı tarihten itibaren yedi gün içinde satış bedeli üzerinden faturanın düzenlenmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, inşaat devam etmekte iken, kat mülkiyetine geçilmeden, arsa payı ve kat irtifakı üzerinden gerçekleştirilen konut satışlarında, bu satışlar veya karşılığında elde edilen bedel dolayısıyla bu aşamada fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre müteahhide teslim edilen arsa için belge düzeni nasıl olmalıdır?
(14.08.2019 tarih ve 598228 sayılı özelge)
Genel itibariyle, kat/arsa karşılığı inşaat işlerinde;
- Arsa karşılığı olmak üzere arsa sahibine daire/işyeri verilmesi durumunda, karşılığı ayni olan bir taahhüt söz konusudur. Arsa sahibi arsasının bir kısmını müteahhide devretme, müteahhit ise bunun karşılığında inşa edeceği dairelerin/işyerlerinin bir kısmını arsa sahibine devretme taahhüdünde bulunmaktadır.
- Arsa sahibi, arsasının belli bir payını devretmekte, karşılığında müteahhidin verdiği dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Arsa payının bir kısmı ise arsa sahibinde kalmakta, bu kalan kısım da müteahhit tarafından kendisine verilen dairelerin arsa payına isabet etmektedir.
- Arsa sahibinin, ticari işletme bakımından, bu işlem sonucunda arsası aktifinden çıkmakta olup, bunun karşılığında dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Ticari işletmenin müteahhide devretmediği arsa payı, müteahhitçe verilen dairelere/işyerlerine isabet ettiği için ticari işletmenin bu iktisadi kıymetleri kayıtlarına arsa payı dâhil olarak kaydetmesi gerekmektedir.
- Müteahhit ise, inşa ettiği dairelerden/işyerlerinden bir kısmını arsa sahibine vermekte olup, bunun karşılığında elde ettiği iktisadi kıymet ise, arsa sahibinden devraldığı (müteahhide kalan dairelere/işyerlerine isabet eden) arsa payı olup, arsa sahibine bırakılan dairelerin/işyerlerinin karşılığında müteahhit kendisinde kalan dairelere/işyerlerine isabet eden arsa payını devralmaktadır.
Ayrıca, kat/arsa karşılığı inşaat işlerinde, arsa karşılığında daire/işyeri teslimi, karşılıklı olarak eş zamanlı olarak gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, arsa sahibinin arsa tesliminin ticari nitelikli olması durumunda arsa için, müteahhidin ise arsa sahibine teslim ettiği bağımsız birimler için, eş zamanlı olarak gerçekleşecek arsa ve daire/işyeri teslim tarihinden itibaren yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
- Müteahhit firma tarafından kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine bırakılan daireler için, söz konusu dairelerin teslim edilmesinden (inşaatın tamamlanarak mülkiyetin alıcıya geçmesinden veya tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesinden) itibaren yedi gün içinde arsa sahibi tarafından Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde göre tespit edilen emsal bedel üzerinden fatura düzenlenmesi,
- Arsa karşılığında daire/işyeri tesliminin karşılıklı ve eş zamanlı olarak gerçekleştiği 2016 yılı içerisinde gayrimenkul satışı için ticari kazanç mükellefiyetinin söz konusu bulunduğu ve bu bakımdan söz konusu arsanın ferdi teşebbüs bünyesinde kullanılmış olduğu anlaşıldığından, arsanın 213 sayılı Kanun’un 187. maddesi uyarınca envantere dahil edilmesi,
- Söz konusu arsanın bir kısmının müteahhide teslimine ilişkin olarak da arsa karşılığı teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden müteahhit adına fatura düzenlenmesi
gerekmektedir.
5. Damga Vergisi Kanunu
25 yıl süreli taşınmaz kiralama ve gelir paylaşımı işinin döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında mıdır?
(20.01.2020 tarih ve 12990 sayılı özelge)
Belediye tarafından ihale edilen “… 25 Yıl Süreli Taşınmaz Kiralama ve Gelir Paylaşımı İşi”nin yap-işlet modeli çerçevesinde yapılacak yatırım projesi olduğunun ihale makamından alınacak yazıyla tevsiki kaydıyla, ihale kararına resen damga vergisi istisnası uygulanması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, sözleşmenin düzenlendiği tarihte söz konusu işe ilişkin olarak Ticaret Bakanlığınca (İhracat Genel Müdürlüğü) Şirket adına düzenlenmiş geçerli bir Vergi, Resim ve Harç İstisnası Belgesinin ibraz edilmediği dikkate alındığında, söz konusu sözleşmenin damga vergisi ve harçtan istisna edilmesi mümkün değildir.
Çalışanlar adına ödenen sağlık sigortası primi damga vergisine tabi midir?
(10.04.2020 tarih ve 330067 sayılı özelge)
Sigorta Şirketi ile yapılan “Grup Sağlık Sigortası Sözleşmesi” kapsamında çalışanlar adına ödenen sağlık hizmeti şeklindeki menfaatlerin personele yapılan ücret ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği dikkate alındığında, söz konusu ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
İnşaat yapılmasına ilişkin ihale kararı ve sözleşme, bina inşasına yönelik destek içermeyen teşvik belgesi kapsamında damga vergisinden müstesna tutulabilir mi?
(26.03.2020 tarih ve 23812 sayılı özelge)
Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirket ile … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü İçme Suyu Daire Başkanlığı arasında …/…/2017 tarihli “… İşine Ait Sözleşme”nin imzalandığı, sözleşmenin 3. maddesinde işin adının … (…) İçmesuyu İnşaatı olduğu, adı geçen Genel Müdürlük adına (mülga) Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından …/…/2014 tarihli ve … sayılı Yatırım Teşvik Belgesinin düzenlendiği, belgenin “IV.Yatırım Tutarı” başlıklı bölümünde bina inşaatına yönelik destek unsuruna yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü İçme Suyu Daire Başkanlığı tarafından ihale edilen “… (…) İçmesuyu Hattı İşine”ne ilişkin ihale kararına ve adı geçen idare ile şirket arasında düzenlenen …/…/2017 tarihli sözleşmeye, bina inşasına yönelik destek unsuru içermeyen …/…/2014 tarihli ve … sayılı Yatırım Teşvik Belgesine istinaden damga vergisi istisnası uygulanması mümkün değildir.
Serbest Bölgedeki şirket ile kalkınma Ajansı arasında düzenlenen sözleşme damga vergisine tabi midir?
(20.01.2020 tarih ve 12986 sayılı özelge)
Şirketin serbest bölgede faaliyette bulunduğunun ve sözleşmenin serbest bölgede gerçekleştirilen faaliyetler ile ilgili olarak düzenlenmiş olduğunun tevsiki şartıyla, Şirket ile BEBKA (Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı) arasında düzenlenen Destek Sözleşmesine damga vergisi istisnası uygulanması mümkün bulunmakta olup; aksi takdirde sözleşmeye ait damga vergisinin, anılan Ajansın Kalkınma Ajanslarının Hizmetlerine İlişkin Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca muafiyetinin bulunması nedeniyle, Şirket tarafından ödenmesi gerekecektir.
6. Emlak Vergisi Kanunu
Organize sanayi bölgesinde bulunan ve geçici muafiyet hükmünden yararlanan taşınmazın kiraya verilmesi durumunda emlak vergisi muafiyeti sona erer mi?
(19.08.2020 tarih ve 31190 sayılı özelge)
7033 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle, ile Emlak Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin (m) fıkrasına parantez içi ibareden sonra gelmek üzere “ile organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binalar” ibaresi eklenmiş olup, yapılan düzenleme ile organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binalara kiraya verilmemek şartı ile daimi olarak bina vergisi muafiyeti sağlanmıştır.
Ayrıca, 7033 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle Emlak Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin (f) fıkrasında yer alan “Organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ile sanayi ve küçük sanat sitelerindeki binalar, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılır.” hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.
7033 sayılı Kanun’un 89. maddesine göre, Emlak Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin (m) fıkrasında ve 5. maddesinin (f) fıkrasında yapılan düzenlemeler 01.07.2017 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ile sanayi ve küçük sanat sitelerindeki binalar, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile Emlak Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin (f) fıkrasında yer alan geçici bina vergisi muafiyetinden faydalanmakta iken 7033 sayılı Kanun’la Emlak Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenleme sonucunda, 01.07.2017 tarihi itibarıyla anılan hüküm yürürlükten kaldırılmış ve hükümde yer alan geçici muafiyet uygulaması bu tarih itibarıyla sona ermiştir.
Ancak, geçici bina vergisi muafiyetinden yararlanan ve anılan maddenin yürürlükten kaldırılması ile muafiyetleri sona eren mükelleflerin bina vergisi mükellefiyetleri, muafiyetin sukut ettiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren (01.01.2018) başlayacağından, 2017 yılı bina vergisi ikinci taksiti de ödenmeyecektir.
Öte yandan, 7033 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile Emlak Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin (m) fıkrasında yapılan düzenleme sonucunda anılan fıkrada belirtilen yerlerde bulunan binalar kiraya verilmemek şartını sağlamaları koşuluyla daimî olarak bina vergisi muafiyetinden yararlanabilecektir.
Ancak, özelge talep formunun ekindeki taşınmaza ait tapu kaydından, tam hisseli maliki olunan Organize Sanayi Bölgesinde bulunan taşınmaza yapılan sözleşmeye istinaden 14.04.2017 tarihinde bir başka şirket lehine kira şerhi konulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, 7033 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile Emlak Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin (m) fıkrasında yapılan düzenleme sonucunda, anılan fıkrada belirtilen yerlerde bulunan binaların, kiraya verilmeme şartını sağlamaları durumunda daimî olarak bina vergisi muafiyetinden yararlanacağı dikkate alındığında, tapu kaydına 14.04.2017 tarihinde kira şerhi konulduğu anlaşılan binanın daimî bina vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün değildir.
Diğer taraftan, geçici bina vergisi muafiyetinden yararlanan ancak Emlak Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin (f) fıkrasının 7033 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yürürlükten kaldırılması ile muafiyeti sona eren mükellefin bina vergisi mükellefiyeti, muafiyetin sukut ettiği tarihi takip eden 2018 yılı başından itibaren başlayacağından, 2017 yılı bina vergisi ikinci taksiti de alınmayacaktır.
Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz. |