Küresel salgın ve ödeme davranışlarında dönüşüm

Başar Yıldırım Baş Ekonomist, PwC Türkiye

Dünya Gazetesi

1 Nisan 2020

Koronavirüs (COVID-19) salgını dünya çapında emsali görülmemiş yepyeni bir mücadeleyi beraberinde getirdi. Politika yapıcılar, virüsün yayılmasını önlemek adına sosyal izolasyona yönelik önlemleri gün be gün artırırken salgının ekonomik aktivite üzerinde yaratacağı tahribatı minimuma çekmek adına uluslararası kuruluşlar, hükümetler, merkez bankaları, meslek örgütleri ve kurumların koordineli önlem paketleri açıklamaya devam ettiğini izliyoruz. 

Ekonomik aktivitede belirgin bir yavaşlama göreceğimiz aşikâr ve mevcut salgından ilk etapta doğrudan ve/ya dolaylı yoldan negatif etkilenen sektörleri de tespit edebiliyoruz. Ancak COVID-19’a dair en can sıkıcı faktör, öngörülemezlik. Henüz hangi boyutunda dahi olduğumuzu kestiremediğimiz bir süreçte vaka sayısının hangi boyutlara ulaşacağı, aşı/ilaç uygulanabilirliğinin süresi, bu anlamda sosyal mesafenin daha ne kadar uygulanacağı, şirketlerin ve bireylerin hangi boyutta etkileneceği kapsamında yakın geleceğe ilişkin bile sağlıklı tahmin yapmak olanaksız. Bunlar için önümüzü bir miktar daha görebilmemiz ve yeterli veriye ulaşabiliyor olmamız gerekiyor. 

Hepimize farklı bakış açıları kazandırmaya devam eden süreçte, COVID-19 salgınının küresel boyutta hızla yayılması, önlem amaçlı olarak bir takım iktisadi davranış değişikliklerini de beraberinde getirdiğini görüyoruz ki, bu da finansal sistem ve ekonomide pozitif dışsallık yaratma ihtimalini yüksek tutuyor. Özellikle ödemelerde sosyal mesafeyi korumak ve teması mümkün olduğu kadar engellemek adına temassız ödeme seçeneklerinin tercih edilmesi, temel ihtiyaçlarda e-ticaret kullanımının artması, siparişlerde ödemenin online kanallarla yapılarak nakit kullanımının azaltılması ilk etaptaki tespitler arasında. Süreç öyle hızlı değişikliklere sahne oldu ki, birçok kampanyaya rağmen sınırlı tercih edilen temassız ödeme sistemleri, konu sağlık olunca ön plana çıktı. Bundan birkaç ay öncesine kadar ödeme alanlar utana sıkıla “temassız alabilir miyim?” diye sorarken şimdi tüketicilerin kasada “temassız ödeme yapabiliyor muyuz?” dediklerine şahit oluyoruz. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) açıklamalarına göre mart ayının ilk 11 gününde temassız ödemelerde bir önceki yılın aynı dönemine göre gözlenen %23’lük artış da bu durumu teyit eder nitelikte ki, talep artışı nedeniyle temassız ödemelerde şifresiz işlem limiti de bu yüzden artırıldı. 

Finansal erişim ve kapsayıcılığın artırılmasında önemli kanallardan bir tanesi de finansal teknoloji 

(fintech) ve start-up’lar. Fintech sektöründe faaliyet gösteren girişimlerin ve perakende sektöründe hizmet veren start-up’ların da küresel salgında, sosyal mesafeyi korumak adına tercih sebebi olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Markete giderek virüs kapma riskini almaktansa mobil kanallarla hızlıca ihtiyaçları karşılama imkânı ve hatta evden çıkması daha riskli olanların adreslerine online ödeme ile sipariş vererek -ürünlerin kapıya bırakılmak suretiyle ekstra bir temas olmadan- temin edilmesi davranışsal iktisat konusunda önemli değişikliklere yol açacak gibi duruyor. Kart yüklemelerinde de 

(ön ödemeli kartlar, ulaşım kartları vb.) para ile temasın riskini almamak adına online kanalların tercih sebebi olmaya başladığı ve bu noktada da nakit kullanımının azaldığına ilişkin gözlemler artıyor. 

Küresel arenada da Dünya Sağlık Örgütü'nün nakit kullanımı yerine temassız ödeme yöntemlerini tavsiye eden açıklamalarıyla önlemlerin arttığını izliyoruz. ABD'de liman geçiş ücretleri, İngiltere'de park ücretleri ve Kanada'da toplu taşıma araçlarının kullanım ücretleri gibi bireylerin gündelik yaşantısında temas ettikleri ödemelerin nakit vasıtasıyla yapılmasına ilişkin kısıtlama ve yasaklamalar getiriliyor. Temassız ödemelerin, kart işlemlerinde önemli bir paya sahip olduğu Hollanda ve İngiltere'de ise temassız işlemlere ilişkin üst limitler acil önlemler kapsamında artırıldı. Diğer yandan salgının ilk ortaya çıktığı ve mevcut durumda kendi sınırları içerisindeki yeni vaka sayısını durdurabilmeyi belli bir ölçüde başarabilmiş olan Çin'de ise banknotlar, dezenfekte ya da imha edilmek suretiyle piyasadan çekilerek kişilerin dijital ödemeye yönlendirildiği görülüyor. 

COVID-19 virüsü son birkaç yıldır öncü merkez bankalarının gündeminde yer alan dijital para konusunu da yeniden canlandıracak gibi duruyor. ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat üyelerin, koronavirüs kapsamında hazırladığı destek paketine ilişkin kanun taslağında finansal sistem içerisinde yer almayan vatandaşlara da ödeme yapılmasını kolaylaştırmak amacıyla dijital cüzdan içerisinde depolanması planlanan dijital dolar uygulamasını gündeme getirdiği görülüyor.

Tüm bunlar dikkate alındığında, COVID-19’un özellikle finansal kapsayıcılığı düşük ülkelerde nakit kullanımını azaltmak suretiyle ödeme alışkanlıklarını değiştirmek ve bu kapsamda finansal kapsayıcılık ve erişim kapsamında olumlu etkide bulunma olasılığının düşük olmadığı aşikâr. Tüm bunlar ortauzun vadede kayıt-dışı ekonominin milli gelir içerisindeki payını düşürücü etki yapma potansiyeline sahip olmakla birlikte ekonomik büyüme ve kalkınmaya da destek olacak nitelikte gelişmeler. Hali hazırda yeterince olumsuz haber akışına maruz kaldığımız bu süreçte, içinde bulunduğumuz durumun doğal kazanımlarına bakmanın bir nebze olsun moral vereceği kanaatindeyim. Sonuçta bu süreç bittiğinde elimizde olumlu yansımalarının da olma ihtimalini bilmek bile güzel…

Etiketler