Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi
İşgücü piyasasında dezavantajlı gruplar arasında yer alan engellilerle ilgili olarak her toplumda olduğu gibi ülkemizde de anayasa ve yasalarda istihdam, sosyal güvenlik, çalışma şartları ve toplum hayatına intibaklarına yönelik özel düzenlemeler yapılmıştır.
Bu bağlamda, Anayasamızın; “Çalışma hakkı ve ödevi” başlıklı 50 nci maddesinde “….bedeni ve ruhi yetersizliği olanların çalışma şartları açısından özel olarak korunacağı”, Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler” başlıklı 61 inci maddesinde “Devletin, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alacağı” hükümlerine yer verilmiştir.
Yine, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesinde özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu ile ilgili hususlar düzenlenmiş, ikincil mevzuat olarak da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından “Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır.
Makalemizde, son dönemde artan denetimler, karşılaşılan yaptırımlar dikkate alınarak işyerlerinin engelli çalıştırma zorunluluğuna değinilecektir.
Engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kayıplarının en az %40’ından yoksun olduklarını, yetkili sağlık kuruluşlarından alacakları engelli sağlık kurulu raporu ile belgeleyen kişiler “engelli” statüsünde kayıt yaptırabilmektedir.
Meslekte çalışma güç kaybı oranı vb. oranlar dikkate alınmamakta olup, tüm vücut fonksiyon kaybı oranına bakılmaktadır.
Engelli sağlık raporlarında “ağır engelli” veya “tam bağımlı” olduğu belirtilen ya da çalışma durumu değerlendirilmeyen engellilerin talebi halinde engelli kaydı yapılmakta, ancak raporlarında “çalışamaz” ibaresi bulunan engellilerin ise kaydı yapılmamaktadır.
Kamu ve özel sektör işverenleri, çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri öncelikle İŞKUR aracılığıyla sağlamaları gerekmektedir.
Ancak, istihdam edilecek engellinin işveren tarafından da bulunması da mümkündür. Bu durumda, İŞKUR aracılığı olmadan engelli istihdam eden özel sektör işvereninin, engellinin işe başlama tarihinden itibaren en geç on beş işgünü içinde İŞKUR’a bildirmesi ve engelliyi tescil ettirmesi gerekmektedir.
İşverenin genel statüdeki bir işgücü talebine başvuru yapmış ve işe alınmış olan kişilerden gerekli şartları taşıyanların, ilgili belgelerine istinaden ve bilgileri dâhilinde, engelli, eski hükümlü veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan statüsünde
tescilleri yapılmakta ve işverenlere bu kişilerden dolayı geçmişe yönelik olarak idari para cezası uygulanmamaktadır.
Örnek-1: Bir özel sektör işvereninin büro memuru mesleğinde yayımlanan ilanına engelli bir kişi başvuru yapmış ve işe alınmış ise, işverenin talebi halinde bu işçinin işveren adına engelli tescili yapılabilecektir.
Yine, özel sektör işverenleri tarafından çalıştırılan herhangi bir işçinin en az %40 oranında geçerli bir engelli sağlık kurulu raporuna sahip olması ve bu kişi için işveren tarafından engelli işçi statüsünde tescil talebinde bulunulması halinde, SGK işe giriş bildirgesi ve sağlık kurulu raporu tarihlerine dikkat edilerek ilgili için geçmişe yönelik engelli tescili yapılmakta ve işverene bu kişilerden dolayı geçmişe yönelik olarak idari para cezası uygulanmamaktadır.
Türkiye’de engellilerin işçi olarak istihdamı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesinde öngörülen kota sistemi ile sağlanmaya çalışılmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesinde öngörülen kota sistemi kapsamında; 50 veya daha fazla işçi (tarım ve orman işletmelerinde 51 veya daha fazla) çalıştırılan;
meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırılmakla yükümlü tutulmuştur.
Zorunlu çalıştırılacak işçi sayılarının tespitinde belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan tüm işçiler esas alınmaktadır.
Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülmekte ve işyerindeki tam süreli çalışan işçi sayısına ilave edilmektedir.
İşyerinde kısmi süreli olarak çalıştırılan engelli, eski hükümlü ve terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçi bulunması halinde bunlar da çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülmekte ve toplam işçi sayısından düşülmektedir.
Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmamakta, yarım ve daha fazla olan kesirler tama dönüştürülmektedir.
Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, il genelindeki toplam işçi sayısına göre hesaplanmaktadır.
Niteliği itibarıyla 30 işgününden fazla devam eden işlerde aynı gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlarda çalışan tüm işçiler kontenjan hesaplamasına dahil edilir.
Aşağıda sayılanlar zorunlu çalıştırılacak işçi sayılarının tespiti için işyerlerindeki toplam işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınmamaktadır.
Engelliler ile eski hükümlü ve terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan kişilerin işyerlerinde tam süreli olarak çalıştırılmaları esastır. Ancak, bu kişilerin talebi halinde, işyerlerinde kısmi süreli işçi çalıştıran işverenler tarafından kısmi süreli iş sözleşmesiyle de istihdamları mümkündür.
Örnek-2: Aynı gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulmuş ve aynı il sınırları içinde faaliyet gösteren A Anonim Şirketinde 35, B Limited Şirketinde 40 işçi çalışıyorsa, her bir şirket ayrı ayrı yükümlülük sahibi olacağından, her iki şirketin de zorunlu engelli istihdam etme yükümlülüğü olmayacaktır.
Örnek-3: Aynı il sınırları içerisinde özel sektöre ait C Anonim Şirketinde ait 3 işyeri ve bu işyerlerinde 2’si engelli olmak üzere toplam 153 işçi çalışmaktadır. Söz konusu işverenin kontenjan hesaplaması yapılırken öncelikle çalışan engelliler toplam çalışan işçi sayısından düşülecek (153-2=151) ve engelli kontenjanı hesaplanırken toplam 151 işçi üzerinden hesaplama yapılacaktır. 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesinde belirlenen oranlara göre, işyeri 151 x % 3 = 4,53 ( yarım ve üzeri tama iblağ edildiğinden) = 5 engelli işçi çalıştırması gerekmektedir. Bu durumda ilgili işveren 2 engelli çalıştırdığından 3 engelli kontenjan açığı olacaktır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesi gereğince istihdamı zorunlu engelli kontenjanlarının takibi aylık olarak Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerince yapılmaktadır.
Bu çerçevede, öncelikle engelli kontenjan açığı bulunan işverenlerle iletişime geçilerek alınan engelli işgücü talepleri İŞKUR internet sayfasında yayımlanmakta ve açık kalan kontenjanlar kapatılmaya çalışılmaktadır.
Kanuna göre, işverenlerin engelli işçileri meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlü olmaları nedeniyle;
İşverenlere 4857 sayılı İş Kanununun 101 inci maddesine istinaden çalıştırmadığı her engelli ve çalıştırmadığı her ay için Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünce idari para cezası (2023 yılı için 13.190 TL) uygulanmaktadır. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen kamu kuruluşlarına da söz konusu para cezası uygulanmamaktadır.
Özel sektör işverenlerinin çalıştırdıkları her bir engelli için asgari ücret üzerinden hesaplanan sosyal güvenlik primi işveren paylarının tamamı Hazinece karşılanmaktadır.
Ayrıca, engelli işçi çalıştırmadığı için işverenlerden tahsil edilen ceza paraları; engellilerin kendi işini kurmaları, engellinin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri, engellinin işe yerleştirilmesi, işe ve işyerine uyumunun sağlanması gibi projelerde kullanılmaktadır.
Bunun dışında, İŞKUR’a kayıt olarak iş arayan engellilere, iş ve meslek danışmalığı hizmetleri verilerek ya mesleki niteliklerini artırmak için kurs veya işbaşı eğitim programlarına yönlendirilmekte ya da durumlarına uygun işlere yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca, engellilerin kendi işlerini kurmaları da teşvik edilmektedir.