Başlık Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinden. Maddede vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği, lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümlerinin; düzenlemenin amacı, kanun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanacağı hükmü yer alıyor.
Kanunun lafzı ve ruhu ile hüküm ifade etmesine, şekle veya esasa ilişkin düzenlemelerin uygulamasına ilişkin, hem genel nitelikli hem de çeşitli yargı kararları ve özelgeler üzerinden çok makale okudunuz bu köşede. Bugün yine somut bir olayla ilgili yargı kararları üzerinden konuya değineceğim. Önce olayı ve yargı kararlarını özetleyeyim, sonra kısaca kişisel değerlendirmemi yaparım.
Dava konusu
Aktifine kayıtlı taşınmazı satan kurum, satıştan elde edilen kazancın yüzde 75’ini pasifte özel bir hesaba koyarak, kurumlar vergisi istisnasından yararlanmış. Satışın yapıldığı yıldan sonraki beş yılda şirketin herhangi bir üretim ve satış faaliyeti olmadığı, beşinci yılda tasfiye kararı alındığı ancak kısa süre sonra tasfiyeden dönüldüğü, satıştan elde edilen kazancın mali yapının güçlendirilmesinde, üretim faaliyetlerinde ya da borçların ödenmesinde kullanılmadığı ve atıl olarak tutulduğu gerekçeleriyle, takdir komisyonunca belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan kurumlar vergisi ve geçici vergi tarhiyatı dava konusu yapılmış.
Somut tespitler
Yargı kararlarına yansıdığı kadarıyla, somut olayla ilgili tespitler şöyle:
Vergi Mahkemesi kararı
Davayı inceleyen Vergi Mahkemesi;
davacı şirketin, gayrimenkul satış kazancını atıl vaziyette tutmak suretiyle, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesi amacına aykırı davrandığı gerekçeleriyle, takdir komisyonunca bulunan matrah farkı üzerinden re'sen tarh edilen kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulmamış ve davayı reddetmiş.
Bölge İdare Mahkemesi kararı (1)
İstinaf başvurusunu inceleyen Bölge İdare Mahkemesi, davacıya tarhiyatın dayanağı takdir komisyonu kararının tebliğ edildiği ancak tarh nedeninin ve tarhiyatın dayanağına ilişkin bilgi ve belgelerin gösterildiği vergi tekniği raporunun tebliğ edilmediği, bu durumun davacı hakkında tesis edilen işlemi hükümsüz kılacak nitelikte esasa etkili bir şekil hatası olduğu gerekçesiyle tarhiyatta hukuka uygunluk bulmamış, Vergi Mahkemesi kararını kaldırmış ve davayı kabul etmiş.
Danıştay kararı (1)
Temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, vergi tekniği raporunun ihbarname ile birlikte tebliğ edilmemesinin, davacı hakkında tesis edilen işlemi hükümsüz kılacak nitelikte esasa etkili bir şekil hatası teşkil etmediği, ara kararla istenmesi ya da re'sen idarece dava dosyasına sunulması üzerine davacı tarafından incelenmek ve haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerin sunulmasına imkan vermek suretiyle bu eksikliğin yargılama aşamasında giderilmesinin mümkün olduğu, davacı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler de değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilebileceği gerekçeleriyle, davayı kabul eden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulmamış ve temyiz istemini kabul ederek Bölge İdare Mahkemesi kararını bozmuş. (Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 08.06.2021 tarih ve E:2018/508 K:/2021/3731 sayılı kararı.)
Bölge İdare Mahkemesi kararı (2)
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararına uyarak dosyayı yeniden inceleyen Bölge İdare Mahkemesi, davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulmamış ve yapılan istinaf başvurusunu reddetmiş.
Danıştay kararı (2)
Temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi,
gerekçeleriyle, dava konusu tarhiyatta hukuka uyarlık bulmamış ve davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görmeyerek temyiz istemini kabul etmiş ve Bölge İdare Mahkemesi kararını bozmuş. (Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 26.10.2023 tarih ve E:2022/211 K:2023/4084 sayılı kararı)
Kişisel değerlendirmem
Taşınmaz satışından elde edilen kazançla ilgili istisna bir süre önce sona erdi. İştirak hissesi satışından elde edilen kazançla ilgili istisna ise muhtemelen yakın zamanda kaldırılacak. Bu makaleyi yazma nedenim, son bulmakta olan bir istisna uygulamasıyla ilgili değil. Amacım, vergi kanunlarının yorum ve uygulanmasıyla ilgili ve yukarıda özetlediğim yargılama sürecinde verilen yargı kararları üzerinden konuyu tartışmak.
Yukarıda özetlediğim yargı kararlarına konu dava henüz sonuçlanmış değil. Konu Bölge İdare Mahkemesinde yeniden incelenecek ve karara göre yargılama süreci devam edecek. Nasıl sonuçlanır tahmin etmek zor.
Ben yargılamanın bu aşamasındaki verilerle kişisel değerlendirmemi yapayım. Süreci izlemeye çalışır ve nihai karar göre ayrıca konuyu değerlendiririm.