Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi
Sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarında faiz indirimi olanağı sağlayan düzenlemeyle ilgili çok sayıda makale yazdım. En son 8 Haziran 2022 tarihli makalede konuyla ilgili ihtilaf yaratan 10 konudaki son durumu toparlamış, 11 Kasım 2022 tarihli makalede de sermaye avanslarıyla ilgili bir yargı kararını özetlemiş ve kişisel değerlendirme yapmıştım.
Konuyla ilgili en yaygın ihtilaf konusu gördüğüm kadarıyla ortaklara borçların sermayeye eklenmesi durumunda faiz indiriminden yararlanılıp yararlanılmayacağı. Yukarıda bahsettiğim makalelerden sonra, bu konuyla ilgili yeni kararlar gelmeye devam etti. Konunun takibi açısından söz konusu kararları yeniden toparlamak ve paylaşmak istedim.
Yargı karalarından bahsetmeden önce konuyla ilgili Gelir İdaresinin görüşünü ifade edeyim.
Hem ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerde yer alan ihtirazi kayıtları kabul etmeyen vergi daireleri uygulamasından, hem de Gelir İdaresince verilen 12.01.2018 tarih ve 2836 sayılı özelgeden, Mali İdarenin, ortaklara borçların sermayeye eklenmesi halinde, faiz indiriminden yararlanılamayacağı görüşünde olduğunu anlıyorum.
İdare, ortaklara borcun sermayeye eklenmesini, bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleşen sermaye artışı olarak niteliyor ve bu gerekçeyle konuya olumsuz bakıyor.
Ortaklara borcun sermayeye eklenmesinde faiz indiriminden yararlanılabileceğine ilişkin tespit edebildiğim yargı kararları esas olarak;
gerekçelerine dayanıyor. (Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 08.11.2017 tarih ve E: 2017/1362 K: 2017/1898 sayılı, İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 07.12.2020 tarih ve E:2020/1549 K:2020/2874 sayılı, İzmir 4. Vergi Mahkemesinin 16.11.2022 tarih ve E:2022/825 K:2022/1487 sayılı kararı.)
Tamamı ihtirazi kayıtla verilen beyannamede yer alan ihtirazi kaydın vergi dairesi tarafından kabul edilmemesi üzerine açılmış davalara ait olan kararlarda bu gerekçelerin biri veya birkaçı yer alıyor.
Ortaklara borcun sermayeye eklenmesinde faiz indiriminden yararlanılamayacağına ilişkin tespit edebildiğim yargı kararları özetle, sermaye artırım işleminin nakden sağlanmış olmadığı gerekçesine dayanıyor. (Danıştay Dördüncü Dairesinin 25.05.2022 tarih; E:2019/5047 K:2022/3310 ve E:2019/6052 K:2022/3317 sayılı Kararı.)
Kararlarda yer alan bilgilerden ortaklara borcun ne şekilde oluştuğuna ilişkin bir bilgi yok.
Ortaklara borcun sermayeye eklenmesiyle aynı nitelikte değil ama benzer nitelikte bir konu olduğu için, ortaklara borcu olan kurumun önce borcunu ödediği, sonra nakit sermaye artışı yaptığı durumda faiz indiriminden yararlanılıp yararlanılamayacağına da değinmekte yarar var. Bu konuda da yeni kararlar var. Tespit edebildiğim kararların tamamı, bu durumda faiz indiriminden yararlanılabileceği yönünde.
Yargı kararlarında ortağa borcun ödenmesiyle sermaye artırımı iki ayrı işlem olarak görülüyor ve ortağa olan borcun ödenmesi sonrasında, ortağın kendi öz kaynağından sermaye taahhüt borcunu ödemesi halinde faiz indirimine hukuken bir engel görülmüyor. (Danıştay Dördüncü Dairesinin 07.03.2022 tarih; E:2019/2331 K:2022/1294 ve E:2019/2371 K:2022/1295 sayılı kararları, İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 10.11.2020 tarih ve E: 2020/911 K:2020/1906 sayılı kararı.)
Bu konudaki İdarenin görüşünü tahmin etmek zor değil. İdare, ortağa olan borcun ödenmesi ve ödenen bu tutarın ortak tarafından sermaye artırımı taahhüdün yerine getirilmesinde kullanması halinde, indirimden yararlanılamayacağı görüşünde. Gerekçesi de ortaklara borcun sermayeye eklenmesiyle ilgili görüşte yer alan gerekçeyle benzer; işlemin bilanço içi kalemlerin sermayeye eklenmesi niteliğinde olduğu. (27.01.2020 tarih ve 4307 sayılı özelge.)
Ortaklara borcun sermayeye eklenmesi halinde, diğer koşullar da sağlanıyorsa (örneğin verilen borç ortaklar tarafından kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle karşılanmamışsa) faiz indiriminden yararlanmaya bir engel görmüyorum.
İndirimden yararlanılamayacağına ilişkin karar ve görüşlerin gerekçeleriyle ilgili olarak da özetle şunları söyleyebilirim.