Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi hükmüne göre, her türlü taşınır ve taşınmaz malların geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketlerine satışından doğan kazançlar, belirli koşullar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna.
Düzenlemeye göre, istisnadan yararlananların, satıştan doğan kazancı özel bir fon hesabına alması gerekiyor. Ancak Kanun’da, kazancın özel fon hesabına ne zaman alınması gerektiği konusunda bir belirleme yok.
Uygulamaya ilişkin olarak yayımlanan Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, kazancın özel fon hesabına alınma işleminin, satışın gerçekleştiği tarihi izleyen takvim yılının başından itibaren ilgili döneme ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerektiği açıklanmıştı. Bu açıklama Danıştay Dördüncü Dairesinin 08.12.2021 tarih ve E:2018/4683 K:2021/8057 sayılı kararıyla iptal edilmiş, ben de konuyu 2 Aralık 2022 tarihinde bu köşede değerlendirmiştim.
Tebliğin ilgili bölümünü iptal eden Danıştay Dördüncü Dairesi kararının İdare tarafından temyiz edilmesi üzerine konuyu inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun (DVDDK) temyiz istemini reddettiğini ve kararın kesinleştiğini görünce, bunu duyurmak ve konuyu yeniden hatırlatmak istedim.
Taşınmazını 23 Haziran 2016 tarihinde sat-kirala-geri al işlemi yoluyla satan, bu işlem dolayısıyla ortaya çıkan kazancını 30 Haziran 2016 tarihinde özel fonlar hesabına alan ve kurumlar vergisinden istisna eden davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, özel fon hesabına alınma işleminin satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren yapılması gerektiği gerekçesiyle cezalı tarhiyat yapılmış. Davacı, tarhiyatı ve tarhiyatın dayanağı olan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.15.4.2. İstisna uygulamasında başlangıç tarihi" başlıklı bölümünde yer alan "satış işleminin gerçekleştiği tarihi izleyen takvim yılının başından itibaren" ibaresinin iptali istemiyle dava açılmış.
Tebliğin yukarıda belirtilen düzenlemesinin iptali istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi;
gerekçeleriyle, kanunda öngörülen istisnanın idare tarafından istisna kapsamındaki kazancın ne zaman özel fon hesabına alınacağının belirlenmesi şeklindeki düzenlemesinde kanuna uyarlık bulunmadığı sonucuna varmış ve Tebliğin iptali istenen ibaresini iptal etmiş. (Danıştay Dördüncü Dairesinin 08.12.2021 tarih ve E:2018/4683 K:2021/8057 sayılı kararı.)
Danıştay Dördüncü Daire kararını temyizen inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Dördüncü Daire kararını, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile uygun bulmuş, davalının temyiz istemini reddederek Danıştay Dördüncü Dairesi kararını oybirliğiyle onamış.
Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin konuyla ilgili açıklamasını iptal eden Danıştay Dördüncü Dairesi kararıyla ilgili değerlendirmelerimi daha önceki makalemde özetlemiştim. İlgilenenler söz konusu makaleye buradan ulaşabilirler.
Burada daha önce yaptığım değerlendirmeye ek olarak şunları söyleyebilirim: