Vergi affı kanun teklifinde ne yeni ne değil?

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Dünya Gazetesi

26 Mayıs 2021

21 Mayıs 2021 tarihinde TBMM gündemine giren kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla  ilgili teklifin kısa sürede yürürlüğe gireceği anlaşılıyor. Teklifte öngörülen takvim onu gösteriyor. 

Benzer yapılandırma düzenlemesi son olarak Mayıs 2018’de 7143 sayılı Kanun’la yapılmıştı. 2019 yılında 7186 sayılı Kanun’la, 2020 yılında da 7256 sayılı Kanun’la iki yapılandırma uygulaması  hayata geçmişti ama bu kanunların kapsamı daha sınırlıydı. Dolayısıyla yeni vergi barışında ne yeni  ne değil diye bakacaksak, yeni teklifi 7143 sayılı Kanun’la karşılaştırmak gerekiyor. 

Kanun teklifi oldukça kapsamlı. Yasalaşması sürecinde ve sonrasında çok tartışılacak, hakkında çok  makale yazılacak konular olacak. Bugün çok genelinden başlamak ve daha önceki benzeri  düzenlemelerle benzerliklerine ve farklılıklarına kısaca bakmak istiyorum. 

Vergi barışı var, varlık barışı yok

2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanun’da varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan ve  kamuoyunda varlık barışı olarak ifade edilen düzenlemeye de yer verilmişti. Yeni kanun teklifinde  varlık barışı düzenlemesi yok. Ancak Kasım 2020 tarihli 7256 sayılı Kanun’la zaten varlık barışı  düzenlemesi bir defa daha yapıldı ve halen de uygulama süresi bitmiş değil. Dolayısıyla yeni teklifte  varlık barışına ilişkin bir düzenleme önerisi yok. 

İçeriğini aşağıda özetleyeceğim vergi barışı uygulamasına ilişkin olarak teklifin metni, esas olarak  7143 sayılı Kanun’un metni ile aynı. Tarihler güncellenmiş, bazı küçük değişiklikler yapılmış.

Yurt dışı kazanç istisnası önerisi yok

7143 sayılı Kanun’la yurt dışı kaynaklı bazı kazançlar için vergi istisnası getirilmişti. Yapılan  düzenlemeyle, tam mükellefiyete tabi kişi ve kurumların, belirlenen tarihe kadar elde ettikleri; 

  • Yurt dışı iştirak kazançları, 
  • Yurt dışı iştirak hissesi satışından doğan kazançları, 
  • Yurt dışı şube kazançları ile 

kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların, yine belli bir tarihe kadar tasfiyesinden  doğan kazançları, Türkiye’ye transfer edilmek şartıyla gelir ve kurumlar vergisinden istisna  tutulmuştu. 

Yeni kanun teklifinde benzer bir istisna düzenlemesi önerilmemiş. Önerilse iyi olurdu. Döviz girişi  etkisi olabilirdi. Teklif kapsamındaki önerilerin çoğuna göre de daha makul bir düzenleme olurdu.  Belki teklifin yasama sürecinde bu hükümler metne girer. 

Kapsam oldukça geniş 

Teklif yürütme ve yürürlük maddeleri hariç 13 maddeden oluşuyor. Bunların on maddesi vergi ve  prim yapılandırmalarına ilişki. 

Teklifle; 

  • Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor, 
  • İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor,
  • Matrah/Vergi artırımı ve matrah/vergi artırımı yapılan yılların incelenmemesi ve bu yıllara  tarhiyat yapılmaması öngörülüyor, 
  • Kayıt ve muhasebe düzeltmeleri yapılarak gerçek durumla kayıtların eşitlenmesi amaçlanıyor.

Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor 

Kanun teklifiyle, Nisan 2021 öncesi dönemlere ilişkin olarak kanunun yayımı tarihi itibariyle  kesinleşmiş ancak ödenmemiş kamu alacakları yeniden yapılandırılıyor. 

Vergi aslının tamamı ile ÜFE oranları esas alınarak hesaplanan faiz tutarının ödenmesi halinde,  gecikme faizi ve gecikme zammı ile vergi aslına bağlı olarak kesilen cezaların silinmesi öneriliyor. 

Ödenecek tutarın bir defada veya borçlunun istemesi durumunda hesaplanacak faiziyle birlikte 18  taksitte ödenmesi mümkün. 

İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor 

Kanun teklifinde önerildiği haliyle, 7143 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeler, küçük değişikliklerle  yeniden yapılıyor. 

İhtilaflı alacaklarda, alacağın veya ihtilafın bulunduğu aşamaya göre farklı düzenlemeler  öngörülüyor. 

Bu çerçevede örneğin Kanun’un yayımı tarihi itibariyle tarhiyat yapılmış, dava açılmış ancak karar  verilmemişse veya dava açma süresi henüz geçmemişse, verginin yarısı ile bu tutara ÜFE aylık  değişim oranları esas alınarak hesaplanan faizinin ödenmesi halinde, ceza ve gecikme faizinin  silinmesi öngörülüyor. 

7143 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeden farklı olarak; 7143 sayılı Kanun’da son kararın terkin  olduğu durumda, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergi aslının %20’sinin ödenmesi  öngörülmüşken, yeni teklifte oranın %10 olması öneriliyor. Benzer şekilde, son kararın tasdik veya  tadilen tasdik olması halinde, terkin edilen vergilerin %20’sinin değil %10’unun ödenmesi  öneriliyor yeni teklifte. 

Teklifteki bu oranlar önceki düzenlemedeki oranlara göre daha makul. Ancak benzer düzenleme,  son kararın onama olması halinde önerilmemiş. 7143 sayılı Kanun’da olduğu gibi onanan tutarın  %100’ünün ödenmesi öneriliyor teklifte. Burada da %100 yerine % 80-90 gibi bir oranın önerilmesi  daha doğru olurdu. Kesinleşmemiş karar mükellef lehineyse verginin tamamı silinmiyor, kararın  değişebileceği varsayılıyor, ancak son karar mükellef aleyhine ise verginin tamamı isteniyor, kararın  değişeceği burada kabul edilmiyor. Tutarlı bir öneri değil bence.  

Hesaplanan tutarların yine faiz karşılığında taksitlendirilmesi mümkün. 

İnceleme aşamasındaki işlemler kapsamda 

Teklife göre, daha önce başlanan vergi incelemeleri kural olarak devam edecek. İncelemenin  tamamlanmasından sonra tarh edilen verginin yarısı ile bu tutara ÜFE aylık değişim oranları esas  alınarak hesaplanan faizinin ödenmesi halinde, ceza ve gecikme faizi silinecek. 

İncelenen mükelleflerin, matrah artırımından yararlanmaları mümkün. Bu konuda bir sınırlama  öngörülmemiş. Bu durumda olanlar için ayrıntılı düzenleme var teklifte. 

Daha önceki yapılandırma kanunlarında yer alan düzenlemenin benzeri bir uygulama.

Matrah/vergi artırımı beş yıl için mümkün 

Matrah/vergi artırımı; yıllık gelir ve kurumlar vergisinde dört yıl, kapsama giren stopajlar ile katma  değer vergisinde beş yıl için öngörülmüş. 2016-2020 yılları için matrah/vergi artırımı yapmak  mümkün.

Matrah artırımı son yapılandırma kanununda olduğu gibi yine; 

  • Yıllık gelir ve kurumlar vergisi 
  • Katma değer vergisi 
  • Bazı gelir ve kurumlar vergisi stopajları (Ücretler, yıllara sari işlerin istihkakları ile bazı kira ve serbest meslek ödemeleri) 

için yapılabiliyor. Yine önceki deneyimlerde olduğu gibi, BSMV, sorumlu sıfatıyla ödenen KDV, kâr  dağıtımı stopajı, KKDF, damga vergisi ve ÖTV gibi vergilerde matrah artırımı yapılmıyor. 

Vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasını engellediği için teklifin en önemli düzenlemesi bence  matrah artırımı. Bu önemi nedeniyle, kapsamın yeniden değerlendirilmesinde yarar olduğunu  düşünüyorum. Kurumlar vergisi incelemesinin bir bakıma ayrılmaz parçası olması nedeniyle kâr  payı stopajının, KDV ile alternatif bir vergi olması nedeniyle de BSMV’nin en başta kapsama  alınması gerekir.  

İşletme kayıtlarının düzeltilmesi 

Kanun teklifiyle; 

▪ İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşları, tabi olduğu oranın yarısı oranında KDV hesaplayarak kayda alma, 

  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşlarla ilgili  kayıtları, bütün vergisel yükümlülükler yerine getirilerek düzeltme, 
  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar için %5 vergi ödeyerek düzeltme 
  • olanağı getiriliyor. 
  • Teklifte yer alan bu öneriler, 7143 sayılı Kanun düzenlemelerine göre biraz farklı. 7143 sayılı  Kanun’da;  
  • İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşların  kayda alınmasında %18 oranında katma değer vergisine tabi olanlar için %10 katma değer vergisi  öngörülmüştü, 
  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan makine, teçhizat ve demirbaşlarla ilgili kayıtların  düzeltilmesine ilişkin bir hüküm yoktu, 
  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar için %3  vergi ödenmesi hükmü vardı. 

Peşin ödeyenlere fer’i borçlarda %90 indirim 

Kanun teklifinde, önerilen düzenlemeler kapsamında hesaplanan ve yapılandırılan kamu borcunu  bir defada ödeyeceklere, fer’i borçlar yerine ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak hesaplanacak  tutarda önemli indirimler öneriliyor. 

Teklife göre, hesaplanan tutarın ilk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde; 

  • Bu tutara Kanun’un yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz  hesaplanmayacak,  
  • Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden  ayrıca %90 indirim yapılacak, 
  • Kapsama giren idari para cezalarından (istisnaları hariç) %25 indirim yapılacak, 
  • Yapılandırma ile ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde, fer’i alacak  yerine Yİ-ÜFE esas alınarak hesaplanacak tutardan %50 indirim yapılacak.

Benzer şekilde, hesaplanan tutarların ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde; 

  • Bu tutara Kanun’un yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz  hesaplanmayacak,  
  • Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı üzerinden  ayrıca %50 indirim yapılacak,  
  • Kapsama giren idari para cezalarından (istisnaları hariç) %12,5 indirim yapılacak, 
  • Yapılandırma ile ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde, fer’i alacak  yerine Yİ-ÜFE esas alınarak hesaplanacak tutardan %25 indirim yapılacak. 

Teklifi incelemeden işlem yapmamakta yarar var 

Yukarıda kısaca özetlediğim gibi, kanun teklifi oldukça geniş düzenlemeler yapıyor, yeni olanaklar  ve korumalar öngörüyor. Bu nedenle teklifi incelemeden vergisel işlem yapılmamasını öneririm. Bu  çerçevede örneğin kapsama giren dönemlere ilişkin kesinleşmiş borcunuz varsa veya bu günlerde  uzlaşma aşamasında işleminiz varsa, öncelikle tasarı metnini inceleyin derim.



 

 

Etiketler