Vergi hataları düzeltilir ama nereye kadar?

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Dünya Gazetesi

31 Ağustos 2022

Vergi hatası ve düzeltme nedir? 

Vergileme işleminin herhangi bir aşamasında; vergiyi doğuran olayda, indirim, istisna ve  muafiyet uygulamasında, tarh ve tahakkuk işlemlerinde hata yapılabilir. Hata yapılmışsa  yapılacak bellidir, kural olarak yasal düzenlemeler çerçevesinde hata düzeltilir. 

İdari çözüm yollarından biri olan vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin düzenlemeler Vergi  Usul Kanunu’nun 116 ve devamı maddelerinde yer alıyor.  

Kanun’da vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar  yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış ve bu hatalar, hesap hataları ve vergilendirme hataları olarak gruplanmış durumda. Hesap  hataları, hesaplarda matrah ve miktar hatası bulunması ya da mükerrer vergi istenmesi  şeklinde, vergilendirme hataları ise mükellefin şahsında, mükellefiyette, verginin konusunda ve döneminde yapılmış hatalar olarak belirlenmiş. 

Düzelmenin sınırı

Müessesenin adından da anlaşıldığı gibi düzeltme hatalarla sınırlı. Hukuksal olarak  çözümlenmesi gereken, yoruma dayalı konularda düzeltme hükümlerinin uygulanması  mümkün değil. Yasal düzenlemeye göre, idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi  hataları, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde  yargı yerinin, Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde öngörülen yorum tekniklerine  başvurmadan anlaşılabilecek açıklıktaki vergilendirme yanlışlıkları.  

Böyle olunca, hangi konuların ihtilaf konusu yapılabileceği, hangi konuların düzeltme konusu  olabileceği kritik öneme sahip. Çoğu zaman da açık değil. Gördüğüm kadarıyla, İdari  uygulamada genellikle düzeltme işlemi çok yapılmıyor, yargı kararları da uzun vadede  istikrarlı değil. İstikrarlı olmaması biraz da hangi konunun yorumu gerektirdiğinin kolayca  tespit edilememesinden kaynaklanıyor. 

Mükellefin seçimlik hakkını değiştirmek istemesi halinde düzeltme yapılabilir  mi?

Vergi uygulamasında mükellefin seçimine bırakılmış çok sayıda konu var. Seçimlik hakkın  zamanında kullanılması gerekir. Seçimin daha sonradan değiştirilerek düzeltme hükümleri  çerçevesinde işlem yapılması söz konusu değil. 

Birkaç yaygın örnek vermek gerekirse; 

  • Amortisman ayırma hakkını kullanmayan bir mükellef, geriye dönüp düzeltme talep  edemez. Benzer şekilde normal usulde amortisman ayırmayı tercih eden bir mükellef, söz  konusu dönem için sonradan tercihini değiştirdiğini, hızlandırılmış amortisman usulünü  tercih etmek istediğini belirterek düzeltme hükümleri çerçevesinde işlem yapılmasını  talep edemez.
  •  İndirilebilir nitelikteki bir bağış yıllık beyannamede zamanında indirim konusu  yapılmamışsa, beyannamenin sonradan değiştirilerek düzeltilmesi kabul edilmez. 

Vergi hataları nasıl ortaya çıkartılır, nasıl düzeltilir?

Vergi hatası, ilgili memurun veya üst memurların hatayı görmesiyle ortaya çıkabileceği gibi,  teftiş veya vergi incelemesi sırasında görülmesiyle de ortaya çıkabilir. Bunun yanında  mükellefler de vergi dairesinden düzeltme talebinde bulunabilirler. 

Vergi dairesi, açık ve mutlak vergi hatalarını re’sen düzeltilebilir. Hatanın mükellefin lehine  veya aleyhine olması durumu değiştirmez. Düzeltme şekli ve prosedürü farklı olabilir.  Mükellef aleyhine yapılan düzeltmelerde mükellefin işleme karşı dava açma hakkı saklı  elbette. 

Düzeltme talebi, düzeltme zamanaşımı süresi içinde yapılabilir. Süre beş yıl. Zamanaşımı  süresi dolduktan sonra yapılan talepler kabul edilmez. 

Düzeltme talebinin kabulü/reddi halinde uygulama

Mükellefin düzeltme talebi vergi dairesi tarafından haklı bulunursa, düzeltme işlemi yapılır.  Talebin kabul edilmemesi durumunda, sonuç mükellefe bildirilir. Mükellef red işlemini dava  konusu yapabilir. 

Vergi mahkemesinde dava açma süresinden sonra yapılan düzeltme talebi reddolunanlar,  şikâyet yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığına başvurabilirler. 

Yeni yargı kararları ne yönde? 

Bu söyleyeceğim tamamen benim izlenimim, yanılıyor olabilirim. Düzeltmeyle ilgili yargı  kararlarını üç dönem olarak inceleyebiliriz. 

Belirli bir tarihe kadar yargı organları, şikâyet yoluyla düzeltme taleplerinin reddine ilişkin  açılan davalarda, yoruma açık konuları da inceleyerek esastan görüşüyor ve karar  veriyorlardı. Bu dönem kararları, dava açma süresini kaçıran davacılara zamanaşımı süresi  içinde herhangi bir zamanda yeni bir dava açma hakkı tanıdığı gerekçesiyle eleştiriliyordu. 

Daha sonraki dönemde yargı organları, şikâyet yoluyla düzeltme taleplerinin reddine ilişkin  açılan davalarda, konu yoruma açıksa, esastan görüşmeden davaları reddetti. Önceki  uygulamaya göre oldukça katı bir uygulama dönemi. Bu dönem kararları da çok eleştirildi.  Hataların düzeltilmesi yolu neredeyse tamamen kapanmıştı. 

Son zamanlarda gördüğüm kararlardan, bir süredir yargı organlarının uygulamayı biraz  yumuşattığını, çok açık hatalar yanında, belli ölçüde yoruma açık konulardaki şikâyet yoluyla  düzeltme taleplerinin reddine ilişkin açılan davalarda, davayı esastan görüştüğünü  anlıyorum.  

Önceki dönemlere ilişkin kararları bir tarafa bırakıp, son zamanlarda verilen bazı kararlar  üzerinden, hangi durumlarda yargı organlarının konuya esastan baktığını, hangi durumlarda  konuyu yoruma açık bulup baştan reddettiğini birkaç makalede paylaşmaya çalışacağım.

Etiketler