Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde yer alan düzenleme kapsamında, vergiye uyumlu olarak tanımlanan bazı mükellefler, beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’ini ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilebiliyor.
Düzenleme yürürlüğe gireli çok zaman geçmedi ama bu süre içinde önemli değişiklikler oldu. Konuyla ilgili yargı kararları ve özelgelerin sayısı da artmaya başladı.
Beyan dönemi içinde bulunduğumuzu dikkate alarak, konuyu toparlamak ve yargı kararları ve özelgeleri de dikkate alarak bir özetini yapmak isterim.
Vergi indiriminden; ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans ve sigortacılık gibi bazı sektörlerde faaliyet gösterenler hariç, kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabiliyor. Kapsam, ilk günden beri aynı, bir değişiklik olmadı.
Vergi indiriminden yararlanabilmek için aşağıda özetlenecek üç koşulun gerçekleşmiş olması gerekiyor.
Son beş yılda, Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde sayılan kaçakçılık fillerini işlediği tespit edilenlerin indirimden yararlanmaları mümkün değil.
Yukarıda belirttiğim gibi, indirimden yararlanabilmek için en az üç hesap dönemi beyannamelerinin yasal süresi içinde verilmesi gerekiyor. Bu koşul yerine getirilemediği için, üç hesap dönemi faaliyette bulunmayanlar indirimden yararlanamıyor. (Danıştay Üçüncü Dairesi’nin 05.10.2021 tarih ve E:2019/4464 K:2021/4195 sayılı kararı; Gelir İdaresi Başkanlığının 17.06.2020/166431 ve 04.08.2020/567753 sayılı özelgeleri)
Gelir İdaresi Başkanlığı, bir kurumun başka bir kurumu devralması suretiyle gerçekleşen birleşmelerde devralan kurumun vergi indiriminden faydalanabilmesi için, devralan ve devrolunan kurumların her ikisinin de maddede yer alan şartları sağlaması gerektiği görüşünde. Bu görüşe göre, devralan ve devrolan şirketlerden herhangi birisinin aranan şartları sağlayamaması halinde devralan şirketin indirimden yararlanması mümkün değil. (15.06.2020 tarih ve 9706 sayılı özelge.)
Yukarıda belirtildiği gibi, indirimden yararlanabilmek için, ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekiyor.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıldan önceki son iki yıla ilişkin olarak önerilen tarhiyat, tarhiyat öncesi uzlaşmayla tamamen ortadan kaldırılmamış ve kesinleşmişse, indirimden yararlanmak mümkün değil. Danıştay Üçüncü Dairesinin, tarhiyat öncesi uzlaşmanın indirimden yararlanmaya engel teşkil eden durumu bertaraf etmeyeceği yönünde bir kararı var. (Danıştay Üçüncü Dairesinin 18.10.2022 tarih ve E:2019/7612 K:2022/3885 saylı Kararı.)
İndirimden yararlanabilmek için, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl içerisinde kesinleşmiş olması koşuluyla, vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibariyle ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekiyor.
Bu düzenlemeye göre, tarhiyatın ilgili olduğu dönemin bir önemi yok, önemli olan tarhiyatın kesinleştiği dönem. İndirimden yararlanabilmek için, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki iki yılda kesinleşmiş tarhiyat bulunmaması gerekiyor.
2021 yılında yapılan değişiklik öncesinde, maddede yer alan koşul, maddede belirtilen süre içinde ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması şeklindeydi. Yapılan değişiklikle, tarhiyat kesinleşmeye bağlandı. Bu dönemde verilen, birbiriyle çelişik iki yargı kararı var. Kararlardan birinde, tarhiyatın üç yıllık zaman dilimine ilişkin olmaması (tarhiyatın ilgili olduğu dönem 2014, incelemenin ve tarhiyatın yapıldığı dönem 2016, indirimden yararlanılmak istenen dönem 2018) nedeniyle indirimden yararlanmaya engel olmadığı sonucuna ulaşılırken, diğer kararda tarhiyatın üç yıllık zaman dilimine ilişkin olması (tarhiyatın ilgili olduğu dönem 2010-2013, incelemenin ve tarhiyatın yapıldığı dönem 2015, indirimden yararlanılmak istenen dönem 2017) nedeniyle indirimden yararlanılamayacağı sonucuna ulaşılmış. (Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 27.01.2022 tarih ve E:2021/2119 K:2022/110 sayılı, Danıştay Üçüncü Dairesinin 18.10.2022 tarih ve E:2019/7612 K:2022/3885 sayılı kararı.)
Her ne kadar şu anda yürürlükte olan düzenlemede tarhiyatın yapılması koşulu kesinleşmeye bağlanmışsa da, farklı yargı kararına konu olaydaki tartışma geçerliliğini koruyor.
Kişisel düşüncem, indirimin yapılacağı dönem ve öncesi iki dönemde kesinleşen bir tarhiyat olup olmadığına bakmak gerekiyor. Tarhiyatın hangi döneme ilişkin olduğunun bir önemi yok. Gelir İdaresinin görüşü de bu yönde. (10.05.2018 tarih ve 204105 sayılı özelge.)