Yeni reeskont oranı ve reeskont uygulaması

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi

16 Haziran 2023

24 Haziran 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının

Reeskont ve Avans İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Oranları Hakkında Tebliğiyle;

  • Vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak ıskonto faiz oranı yıllık %9,75’ten %15,75’e,
  • Avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık %10,75’ten %16,75’e

çıkartıldı.

Bu faiz oranları doğrudan vergi iş ve işlemleriyle ilgili değil. Ancak avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı gelir ve kurumlar vergisi matrahının belirlenmesinde, reeskont uygulamasında yaygın olarak kullanılıyor.

Reeskont nedir, neden yapılır? 

Reeskont, vadesi gelmemiş senede bağlı borç ve alacakların, değerleme günündeki gerçek  değerlerine indirgenmesi işlemi. 

Borç ve alacak senedinin değerleme günündeki nominal değeri, senedin vade tarihine kadar olan  süreye isabet eden faizi de içeriyor. Reeskont işlemi ile bu faiz miktarı tespit ediliyor ve vergi  matrahının hesaplanmasında bu tutar gelir veya gider olarak dikkate alınıyor. 

Vergi uygulamasında reeskont işlemi yapılmazsa, ticari kazancın tespitinde dönemsellik ilkesi tam  olarak hayata geçmemiş oluyor. 

Reeskont işleminde hangi oran kullanılır? 

Senede bağlı alacak ve borçların değerleme günündeki kıymetlerine irca edilmesi sırasında;

  • Varsa senet üzerinde yazılı faiz oranı, 
  • Senet üzerinde faiz oranı yoksa T.C. Merkez Bankasının resmi ıskonto hadleri,

kullanılıyor. 

Reeskont tutarının hesaplanmasında; faiz oranı olarak reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı  değil, kısa vadeli avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı esas alınıyor.  

Dolayısıyla, borç ve alacak senetlerinin reeskontu işlemlerinde dikkate alınacak oran 24 Haziran 2023 tarihinde yayımlanan Tebliğin yürürlük tarihinden itibaren % 16,75. 

Yabancı para ile olan borç ve alacakların reeskontunda, varsa senette yazılı faiz oranı, senette faiz  oranı yer almıyorsa yukarıda yer alan Merkez Bankası tebliğindeki faiz oranı değil, değerleme  gününde geçerli Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınıyor.

2023 ikinci geçici vergi dönemi sonu itibariyle kullanılacak reeskont oranı

 T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen yeni oranlar, 24 Haziran 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. 

Dolayısıyla, hesap dönemi takvim yılı olan kurumlarda ikinci geçici vergi dönemi sonu itibariyle  yapılacak reeskont işlemlerinde, yeni oran olan 16,75 kullanılacak. 

Reeskont hesaplamasında dikkat edilecek konular 

Reeskont hesaplamasında şu konulara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.

  • Reeskont uygulaması zorunlu değil. Ancak seçimin bütün alacak ve borç senetleri için yapılması  şart. 
  • Bankalar, bankerler ve sigorta şirketleri alacak ve borçlarını reeskonta tabi tutmak zorunda. Bu  kurumların seçimlik hakkı yok. 
  • Reeskonta tabi tutulacak alacak veya borcun senede bağlı olması gerekiyor. Banka, banker ve  sigorta şirketleri senede bağlı olsun veya olmasın, bütün alacak ve borçlarını reeskonta tabi  tutmak zorunda. 
  • Reeskonta tabi tutulacak alacak veya borç senedinin, ticari kazancın elde edilmesi ve idamesiyle  ilgili ve gerçek bir alacak veya borç ilişkisine dayanması gerekiyor. 
  • Alacak senetlerini reeskonta tabi tutanların, borç senetlerini de reeskonta tabi tutmaları zorunlu. • Reeskont, katma değer vergisi dahil alacak veya borç tutarı üzerinden hesaplanıyor.

Çekler reeskonta tabi tutulabilir mi? 

Alınan çeklerin reeskonta tabi tutulup tutulmayacağı konusunda açık bir yasal düzenleme yok. Gelir İdaresi Başkanlığı, çekin ödeme aracı olması niteliğini dikkate alarak, uzun süre reeskonta  tabi olmadığı görüşünde oldu. 2009 yılında, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek  Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun’la, 31 Aralık 2009'a kadar uygulanmak üzere, çekin  üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul  edileceğine ilişkin bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeyle çekin vadeli senet niteliği bir bakıma öne  çıktı ancak bu düzenleme sonrasında da İdare eski görüşünü devam ettirdi.  3167 sayılı Kanun’da yer alan 31 Aralık 2009 tarihi birkaç defa ötelendi ve en son 4 Kasım 2021  tarih ve 7341 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle 31 Aralık 2023 olarak belirlendi. İlk uzatma  sonrasında Gelir İdaresi 30 Nisan 2012 tarih ve 64 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleriyle görüşünü  değiştirerek, gerçek mahiyeti itibariyle çeklerin vergi uygulamaları bakımından artık vadeli olma  niteliğini kazandığı gerekçesiyle, ileri düzenleme tarihli çeklerin değerleme gününde vadesi  gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen reeskont uygulamasından  yararlanmasının mümkün olduğunu açıkladı. Dolayısıyla bugün itibariyle ileri vadeli çeklerin  reeskonta tabi tutulması mümkün.

Likidite Oranı = (Dönen Varlıklar- Stoklar) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

2014/1 sayılı Tahsilat İç Genelgesine göre, borcun tecil edilip edilmeyeceği, tecil edilecekse tecil  süresi şu şekilde belirleniyor: 

  • Likidite oranının 1'den büyük olması durumunda borç tecil edilmiyor.  
  • Likidite oranının 1 veya 1'den küçük ve 0,50'den büyük olması durumunda 18 aya kadar tecil  yapılabiliyor. 
  • Likidite oranının 0,50 veya 0,50'den küçük olması durumunda ise borçlar 36 aya kadar tecil  edilebiliyor. 

Yerel idareye tanınan 18 ve 36 aylık süreler azami süreler. Tecil süresinin tespitinde, borçlunun  öteden beri borç ödemede iyi niyetli olup olmadığı, borç tutarının az veya çok oluşu, daha önce tecil  edilen borçlarını tecil şartlarına uygun ödeyip ödemediği ve ödeme gücü göz önünde  bulunduruluyor. Ayrıca Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar sınır dahilinde, kendilerine  bağlı her bir vergi dairesi için farklı tecil yetkisi belirleyebiliyor. 

2016/2 sayılı Genelgede, katma değer vergisi alacakları için farklı bir süre belirlenmiş. Bu vergiden  kaynaklanan borçlar ancak altı ayı geçmeyecek şekilde, azami altı taksit olarak yeniden  yapılandırılabiliyor. 

2023/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesinde de ek verginin 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve  taksitlendirilmesine olanak sağlanmış durumda.

7. Teminat gösterilmesi 

Tecil ve taksitlendirme kural olarak teminat gösterilmiş olmak şartıyla yapılabilir. Ancak borçlunun alacaklı tahsil daireleri itibariyle tecil edilen borçlarının toplamı 50.000 lirayı  geçmemesi halinde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki borçların tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı 50.000 lirayı aşan kısmın yarısıdır. 

Herhangi bir haciz uygulaması olmadan tecil edilen borçlar için alınan teminatlar; tecil şartlarına  uygun olarak yapılan ödemeler sonucunda kalan tecilli borç tutarının, zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda yapılan ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla iade  edilir. 

8. Başvuru gereği 

Tecil ancak borçlunun yazılı başvurusu üzerine yapılabilir. Borçlarının tecil ve taksitlendirilmesini  talep eden borçluların, "Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu" ile müracaat etmeleri  gerekiyor.  

Form, Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde yer alıyor. 

9. Tecil talebinin kabulü zorunlu değil 

Tecil, talep edilmesi halinde alacaklı kamu idaresi veya tahsil dairesi tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken bir işlem değil. Alacaklı idare, zamanında ödenmeyen kamu alacağı için  icra takibine başlama veya icrayı devam ettirme halinde borçlunun çok zor durumda kalacağını  öngörür ve takdir ederse, yasal düzenleme çerçevesinde alacağını tecil edebilir ve taksitlendirebilir. 

10. Borcu yoktur yazısı alınması 

Genel Tebliğde yer alan düzenlemede, “tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe ilgili tahsil  dairesine borcu bulunmadığını gösteren yazının verilmemesi” tecil şartı olarak belirlenmiş  durumda. Tebliğe göre, kendilerine tecil ve taksitlendirme yetkisi verilmiş olanlar, yaptıkları tecil  ve taksitlendirme işlemlerinde getirilen bu şartı da ihtiva eden örneği Tebliğ ekinde yer alan talimat  yazısını kullanarak tecil talebini sonuçlandırıyorlar ve bu talimatta yer alan hususları borçluya  tebliğ ediyorlar. Bu genel düzenleme. 

Bir de geçici düzenleme var. Onu da özetleyeyim. 

25 Şubat 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tahsilat Genel Tebliğiyle (Seri: B Sıra No: 17)  Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’in tecille ilgili açıklamaların yer aldığı bölümde yapılan  değişiklikle, 31 Temmuz 2023 tarihine kadar yapılacak “borcun bulunmadığını gösterir belge  talepleri” için, “tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe ilgili tahsil dairesine borcu  bulunmadığını gösteren yazının verilmemesi” şartının aranılmaması öngörülmüş durumda. 

11. Tecil faizi oranı ve tecilin maliyeti 

Tecil edilen vergi borçlarına halen yıllık %24 tecil faizi hesaplanıyor. Ödenen tecil faizi de gider  kaydedilemiyor. Dolayısıyla, kazanç elde eden ve vergi ödeyen mükellefler için, gerçekte tecilin  maliyetinin daha fazla olduğunu söylemek mümkün. 

12. Faiz oranı değişirse ne olur? 

Tecil talep edildikten veya tecil işlemi yapıldıktan sonra tecil faiz oranı değişebilir. Bu durumda  uygulamanın ne olacağı şu şekilde özetlenebilir: 

a) Tecil faiz oranı düşerse: Oran değişikliğinden önceki başvuruya dayanılarak tecil edilecek  borçlara, başvuru tarihinden değişiklik tarihine kadar geçen süre için eski oran, değişiklik  tarihinden itibaren yeni oran; oran değişikliğinden önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak  ödenmekte olan borçlara yeni oranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar eski oran, bu tarihten sonra  ödenmesi gereken taksit tutarlarına yeni oran uygulanır. 

b) Tecil faizi oranı yükselirse: Oran değişikliğinden önceki başvurulara dayanılarak tecil  edilecek borçlar ile faiz oranındaki değişiklikten önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak  ödenmekte olan borçlara tecil şartlarına uygun olarak ödendikleri sürece, başvuru tarihinden  itibaren eski tecil faiz oranı uygulanır.

13. Faiz tutarının hesaplanması 

Tecil faizi oranı yıllık olarak belirlenmiştir. Basit faiz usulü kullanılarak başvuru tarihinden ödeme  tarihine kadar geçen süre için ödenecek taksit tutarları üzerinden hesaplanır. 

Tecil faizinin hesaplanmasında kullanılan basit faiz usulü formülü aşağıdaki gibi: 

Tecil Faizi = (Taksit Tutarı x Yıllık Tecil Faizi Oranı x Gün Sayısı) / 36.000

14. Erken ödeme 

Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunanların, tecil edilen borçlarını taksit ödeme sürelerinden  önce ödemesi mümkün. Bu durumda, erken ödenen tutara, tecil başvuru tarihinden ödemenin  yapıldığı tarihe kadar geçen süre için tecil faizi hesaplanır. 

15. Tecil şartlarına uyulmaması 

Tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması halinde, örneğin taksitlerin zamanında ödenmemesi  durumunda, tecil geçerliliğini kaybeder. Bu durumda, teminat paraya çevrilir ve vergi dairesince  alacağın tahsili işlemlerine başlanır. 

Tecilin geçerliliğini kaybetmesi durumunda, tecil edilen borçlara normal vade tarihinden, ödenen  borcun ödeme tarihlerine kadar gecikme zammı hesaplanır. Yapılan taksit ödemeleri borca mahsup  edilir. Bu borçlar için daha önceden ödenmiş olan tecil faizleri, hesaplanan gecikme zammına  mahsup edilir.  

16. Tecilin geçerli sayılması 

Tecil şartlarını ihlal edenlerin, tecilin geçerli sayılması için tecile yetkili makamlara yapacakları  başvuru üzerine bu makamlarca gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra tecilin geçerli sayılmasına  karar verilebilir.  

Tecil şartlarının ihlal edilmiş olması, gerekli şartların oluşmuş olması halinde daha önce tecil  edilmiş olan alacağın yeniden tecil edilmesine engel değildir.