Yenilenebilir enerji yatırımları son yıllarda hem Türkiye’de hem dünya genelinde artış göstermektedir. Hidroelektrik Santraller, Jeotermal Enerji Santralleri, Rüzgar Enerji Santralleri, Güneş Enerji Santralleri ve Biyo Enerji Santralleri ülkemizde bulunan enerji santrali çeşitleridir.
Enerji santrallerindeki risk ve hasar unsurları santral tiplerine göre farklılık göstermektedir. Riskleri genellikle doğal unsurlar, kullanılan malzemeler ve zaman oluşturur. Bunların yanında ekonomik koşullar da risk ve hasar artışının dolaylı unsurlarından biridir.
Aşağıda bahsedeceğimiz riskler Türkiye sınırları içerisinde genel bir değerlendirme üzerinedir.
Enerji santrallerindeki güncel riskler şunlardır:
Enerji santrallerinin risk ve hasar yönetiminin bütüncül şekilde ele alınması ve sürdürülebilir olması gerekir. Santralin kurulduğu alanın coğrafi özellikleri, maliyet, garanti koşulları, kalifiye eleman sayısı, kullanılan malzeme, üretim kapasitesi, üretim hızı, onarım ve bakım sıklığı gibi unsurların her biri risk ve hasar yönetiminin bir parçasıdır. Sigorta poliçelerinde de dikkat edilen bu unsurlar santral tipine göre farklı koşullar gerektirir ve poliçe düzenlemeleri sigorta edilen santralin tipine ve koşullarına göre tasarlanır.
Coğrafi alanla uyumluluk: Yenilenebilir enerji santralleri doğal unsurlara sıkı sıkıya bağlıdır. Bu sebeple kurulacak santralin arazi koşulları, coğrafi özellikleri dikkatli değerlendirilmeli ve planları, projeleri bu koşullara uygun yapılmalıdır. Arazinin yarattığı risklere karşı önceden önlem alınmalıdır.
Malzeme: Santrallerin kuruluşunda, bakım onarım ve ek malzemelerinde kaliteli ürün seçimi hayati öneme sahiptir. Santralin içinde bulunduğu risklere karşı ne oranda dirayet gösterebileceği seçilen malzeme ile doğrudan alakalıdır. Bunun yanı sıra malzeme seçiminde arazi koşulları da dikkate alınmalıdır. Malzemelerin garanti koşulları da dikkat edilmesi gereken diğer unsurdur.
Maliyet: Santralin yarattığı maliyet, üretim ve kazanç iyi öngörülmeli; mali krize girilmeyecek şekilde planlama yapılmalıdır. Düzenli bakım, onarım karşılanabilmelidir.
Üretim kapasitesi: Santralin üretim kapasitesi doğru değerlendirilmeli, üretim hızı ve kesintileri doğal koşullarla uyumlu şekilde planlanmalıdır.
Onarım ve bakım sıklığı: Onarım ve bakım ertelendiğinde santralin girdiği risk artmaktadır. Bu sebeple gerekli olan onarım ve bakımlar zamanında yapılmalı, oluşabilecek hasarlara önceden müdahale edilmelidir.
Kalifiye eleman: Yukarıda sıraladığımız tüm unsurları zamanında ve doğru tespit edebilecek, üreticiyi ve yetkilileri doğru yönlendirebilecek kalifiye elemanlar risk oranını büyük oranda düşürmektedir.
Enerji sektörünün sağlığı ve sürdürülebilirliği sigorta ile doğrudan ilgilidir. Mali sorunlar, küresel ısınma, iklim krizi gibi değişkenlerle mücadele eden enerji sektörü etkin ve doğru adımlar atabilmek için sigorta sektörü ile yakın ilişki kurmalı önlemli ve garantili hareket etmelidir. Bunun yanı sıra denetleyici kurumlarla çalışmak, uzmanlardan güncel risk raporları almak da önemlidir.
Bağımsız kurumlarla anlaşmalı şekilde santralin içinde bulunduğu riskler tespit edilerek erkenden önlem alınabilir.